Bir hafta sonu daha
geçti ve biz futbolseverler iyi bir futbol haftasını geride bıraktık. Türkiye
ligini bugün oynanacak Trabzonspor Gençlerbirliği maçından sonra ayrıca
değerlendireceğimden Genel olarak Avrupa liglerine bakacağız her zaman ki gibi
Almanya ile başlayalım.
Hafta içi oynanan 14.
Hafta maçlarından sonra lider Bayern ile takipçisi Dortmund arasında ki puan
farkı 11’e yükselmişti. Cumartesi akşamı 7.30 da oynanan maçta olası bir Münih
galibiyeti Almanya ligini bu sezon için bitmesi anlamına gelecekti. Maç oldukça
çekişmeli başladı ama ev sahibi Münih’in oyun üstünlüğü göze çarpıyordu. Ancak
bu sene Dortmund özellikle odaklandığı maçlarda çok iyi sonuçlar aldığı için
(Bkz. Şampiyonlar ligi Real Madrid ve City hatta Ajax deplasmanları) bu maçta
benim gibi romantikler Dortmund galibiyeti bekliyorlardı. Gol pozisyonu olarak
kısır geçen maç karşılıklı atılan birer golle berabere sona erdi. Bu sonuçlar
Bayern ile Dortmund arasında ki 11 puanlık fark korunurken artık ikincilik koltuğunu
Leverkusen devraldı. Lider ile arasında ki puan farkı ise 8. Sezona iyi
başlayan Schalke kötü gidişine devam ediyor 4 haftadır kazanamamak canları
fazlasıyla sıkar. Ligin dibinde ise Ausburg ve G.Furth var. Sercan Sararer’i
izlemek için takip ettiğimiz Furth’ün bu ligde uzun soluklu olması ancak mucize
ile açıklanır. Geçen hafta çift sarıdan atılan Sercan maç içerisinde rakip
kaleciye tükürdüğü kameralarla tespit edilince ekstradan 3 maç daha ceza aldı
ve ilk yarıyı kapattı. Bir kehanette bulunmak gerekirse kendisine
Bundesliga’dan talip bulamazsa seneye bizim sahalarımızda tükürürken
görebiliriz.
Fransa liginde PSG
tam toparlandı derken bir mağlubiyet de bu hafta aldı. Nice deplasmanında
ikinci yarıda geriye düşen ancak can simidi Zlatan’ın 83’de kendini göstermesi
ile beraberliği yakalasa da 86’da yediği golle bu deplasmandan eli boş döndüler
ve kendilerini ligin 4.sırasında buldular. Liderlik koltuğunda ise evinde son
şampiyon Montpellier’i sürekli Türkiye ligine özellikle Fenerbahçe’ye
yakıştırılan Gomis’in golüyle yenen Lyon var. Hafta sonunda ise deplasmanda lig
üçüncüsü S.Etien’e konuk olacaklar. Bu lig izlenir çok çekişmeli ve liderlik
neredeyse her hafta el değiştiriyor. Yayınlayan olmaması yada sadece ttnet’in
yayınlaması ne fena. Mevlüt’ün forma giydiği Rennes ise Troyes deplasmanda 80.
dakikaya 1-2 mağlup girmesine rağmen oyuna sonradan giren Mevlüt’ün asisti ile
89’da Pitroipa’nın golüyle kazandı.
Hollanda ligi SHaber
televizyonu yayınlamasına rağmen çok ilgi alanıma girmiyordu. Özellikle Tuncay’ın
oynadığı dönemde Middlesbrough ‘ya 17 milyon Avroya transfer olan Heerenveen’li
Afonso Alves’i gördükten sonra Brezilya ligi gibi sadece forvet oyuncuları
istatistik yapsın diye oynanan bir ligmiş gibi bir imaj oluştu kafamda. O sene
Afonso Alves’de 9-0 biten bir maçta 7 gol atması ile epey bir gündem
oluşturduktan sonra İngiltere yolunu tutmuş ancak ne kadar iyi bir forvet
olduğu o zaman anlaşılmış ve sonra ki durağı Katar liginden Al-Saad takımı
olmuştur. Ancak bu hafta bu ligden bahsetmemin sebebi hafta sonu oynanan Ajax
PSV maçı oldu. Ligin zirvesinde uzak olan Ajax’ın bu sene tekrar umutlanması
için kazanmaktan başka yolu yoktu. Psv ise Uefa Avrupa liginden bile çıkamaması
kalite düzeyleri hakkında bir ipucu veriyordu. Gerçi Ajax’ın da Avrupa’da devam
etme şansı kalmadı ancak onların grubunda City,Dortmund ve Madrid gibi geçerli
mazeretleri vardı. (merak edenler için PSV’nin Avrupa grubunda Dnipro ile
Napoli gruplardan çıkmayı son maç öncesi garantilediler. Son takım ise isveç’in
Aik takımı). Maça dönecek olursak ilk golü atan Ajax Psv’nin golüne engel
olamasa da maçı 3-1 kazanmayı bildi. Maçı yayınlayan SHaber kanalına teşekkür
etsem de spiker seçimlerini beğendiğimi söylemek zor. Ajax’ta bu sene Eriksen’i
pazarlarlar gibi geliyor. İyi bir oyuncu menajerlik oyunları oynayanlar bilir. Ligin
zirvesinde Twente ve Vitesse aynı puanda yer alıyor.
İngiltere liginde
liderlik koltuğunda yine United var ve bu haftada abuk sabuk bir maç oynamayı
becerdiler. Kaç haftadır geriye düşmesine rağmen kazanan United Reading
deplasmanında ilk yarısı halı saha maçı tadında bir skorla 3-4 bitti. İkinci
yarıda herhalde kafalarına aldıkları sert bir darbe ile kendilerine geldiler ve
bu yarıda hiç gol olmadı. Hafta içi evinde Cluj’u ağırlayacak olan United yine
kazanarak bizleri mutlu edeceklerine eminim. İkinci sıradaki City ise evinde
Everton ile 1-1 berabere kalarak aradaki puan farkının 3’e yükselmesine engel
olamadı. Everton’da golü atan Fellaini takımın bariz şekilde önünde çok durmaz
yazın bir başka takıma dümen kırar. Muhtemeldir ki bu takım daha önce Rooney’i
Everton’dan alan United olabilir. Yeni hocasıyla 3. maçına çıkan Chelsea
herkesin beklediği üzere West Ham deplasmanında nihayet ilk gollerini buldular
ancak kimsenin tahmin edemeyeceği üzere arkasından yedikleri 3 golle ilk
mağlubiyetlerini yaşadılar. taraftarca hoş karşılanmayan Benitez 3 maçta 2
beraberlik ve 1 mağlubiyet ve atılan yalnızca 1 golle kabus bir başlangıç
yaptı. bir düzelme eğilimi görünmezse daha ısıtamadan koltuğuna veda etmek
zorunda kalabilir. Yeni hocasıyla kötü sonuçlar alan bir diğer takım ise QPR.
ligin son sırasında ki bu takımın kadrosunda İnter’den tanıdığımız kaleci
J.Cesar, Chelsea’den gelen Bosingwa, United’li Fabio Da Silva ve J.S.Park,
City’den S.W.Philips, Real Madrid’den Grenero ve eski Liverpool’lu D.Cisse gibi
yıldız isimlerin olduğuna inanmakta zorlanıyor. Evinde A.Villa ile 1-1 berabere
kaldılar. İşleri çok kolay gözükmüyor.
İspanya liginde bu
hafta liderlik mücadelesi değil ama sıkı bir başaltı mücadelesi vardı. 3.sırada
ki Real ile 2.sıradaki Atletico arasında ki maçta üstün taraf Real Madrid oldu.
Geçen hafta bu maç ile ilgili yazı yazarken Arda için bu maçta gol atması değil
ama etkili bir oyun oynaması onu tartışmasız elit oyuncular arasına koyar
demiştim. Ancak Arda iyi başladığı maçta 15.dakikada Ronaldo ile mücadelesinde
topa gereksiz elle müdahale edince hem sarı kart gördü hem de o frikiği gole
çevrilmesinden sonra takımının geriye düşmesine dolaylı yoldan sebep olmuş
oldu. Morali bozulan Arda oyunun devamında da takımın kalanı gibi etkili bir
oyun oynayamadı. Maça gelirsek eğer dediğim gibi 16.dakikada geriye düşen
Atletico ne istediği hücum zenginliğini bulabildi ne de iyi bir savunma
yapabildi. Bunun bence en önemli sebebi ise geçen seneden bu yana sol bekte
harika bir performans ortaya koyan Brezilya’lı Felipe’nin son dakikada
sakatlanarak maça çıkamayışıdır. Yerinde oynayan stoper Cata Diaz ise yeterli
katkıyı bir türlü veremedi. Maçın sonucu olumsuzda olsa hala iki Madrid takımı
arasında ki puan farkı 5 ve Atletico önde. Maçta dikkati çeken bir başka
ayrıntı ise bu linkte “http://www.ntvspor.net/video-galeri/ronaldodan-11-saniyede-96-metre”
gördüğünüz üzere maçın 77.dakikasında Ronaldo’nun kendi kale önünden bir kontra
atakta 11 saniyede attığı 96 metrelik depar oldu. Tamam adamın fizik gücünün
herkes farkında ancak o dakikada o depar ve sonunda çıkardığı dengeli vuruş insanı
hayretler içinde bırakmıyor değil. Zirvede
Barça 6 puan farkla rahatlığına rahatlık kattı. Madrid derbisinin hemen önünde
oynadığı maçla zaten bu sene ne kadar rahat olduğunu gösterdi. Evinde Bilbao’yu
ağırladılar ve maç 5-1 bitti. Bu arada Messi’nin kırmadığı bir rekor kalmıştı
ona da sadece bir gol uzaklıkta. Bir takvim yılı içerisinde en fazla gol atma
rekoru 1972 yılında 85 gol atan Alman efsane Gerd Müller’e ait. Messi ise
Bilbao’ya attığı iki golle 2012 yılında Arjantin ve Barça formasıyla toplamda
84’e ulaştı. Eğer Messi denen İnsan evladı 1 Ocak 2013’e kadar önünde ki 6
maçtan 2 gol çıkarabilirse rekorun yeni sahibi olacak. Ama Ertem Şener ona
rekor kıramazsın demedi ki apartman aidatlarını ödeyemezsin dedi. Haftanın
enteresan sonuçlarında birisi de Valencia evinde öne geçmesine rağmen
R.Sosciedad’a 2-5 gibi kolay kolay hazmedilmeyecek bir skorla kaybetmesi oldu.
Tabii bu sonuçla Şampiyonlar liginde gruplardan çıkmayı garantilemesine rağmen
ligde beklendiği gibi gitmeyen takımın hocası Pellegrino’ya yol verildi.
Son ligimiz ise
İtalya zirvede Juve’de Napoli’de İnter’de kazandı. Juve 2 puanla da olsa
liderliğini sürdürüyor. Bu hafta Torino derbisini oynadılar. İlk yarıda gol
gelmese de ikinci yarıda ki oyunlarıyla 3-0 gibi net bir skorla kazandılar.
Haftaya oynanacak İnter Napoli maçı tadından yenmez. İki iyi takımın
mücadelesinde gülen kim olursa olsun kazanan Juventus olacak. Palermo
deplasmanında takılmazlarsa puan farkını açmaları olası. Ancak onları hafta
arası Şampiyonlar liginde çok önemli bir maç bekliyor. Gruptan çıkmak için
Ukrayna’da Shaktar ile oynayacakları maçta mutlak puan almak zorundalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder