Derbi herkesin
beklediği üzere Galatasaray baskısı ile başladı. İlk 5 dakikada Fener doğru
dürüst 5 pas yapamazken Galatasaray kazandığı toplarla sürekli pozisyon aradı. Tedirginliğe
rağmen hata yapmayan Fener savunmasını ilk kez Hamit yokladı. Etkili bir vuruş
çıkaran Hamit’i direkler engelledi. Caner’in gereksiz bir noktada yaptığı basit
bir faul sonucu Galatasaray’ın golü geldi. Belli ki maç öncesinde Caner’i sıkı
sıkıya tembihlemişler bak sakin ol, sakın bir taşkınlık yapıp atılma diye ancak
bu tembihler belli ki Caner’in sadece taşkınlıklarını önlememiş oyunundan çok
şey götürmüş. Dün Baroni ile beraber maçın en kötüleriydiler. Golle ilgili olarak
ise geçen hafta Fener’i Belediye önünde kurtaran golü atan Bekir bu kez kendi
ceza sahasında üstelik kendisini rahatsız eden bir oyuncu olmamasına rağmen
topu kendi ağlarına yolladı. Golden sonra Galatasaray mı duruldu yoksa
Fenerbahçe mi daha iyi pas yapmaya başladı net bir şey söylemek zor ancak
Fenerbahçe özellikle Kuyt ve Sow’un tek başlarına verdiği savaşla bir şeyler
yapmaya başladı. Nitekim Rieira’nın topu tehlikeli bölgeye yollaması ve Hasan
Ali’nin Türkiye’de 3.senesinde ki ilk golünü atmasına sebep oldu üstelik
kullanmadığı sağ ayağı ile vurdu topa. Golden sonra oyun yine dengede gitti. Artık
Fenerbahçe daha sakin oynuyordu. Ta ki Baroni’nin hiç gerek yokken Selçuk’a
faul yapıp frikiğe sebep olmasına kadar. Pozisyonda Selçuk etkili olmayan sol
ayağında ki topla kaleye vuracak açı ararken Baroni hiç kendini yorma ben faul
yapayım da daha rahat vur dedi. Frikikte ise Volkan zaten baraj ile koruduğu
köşeyi birde ben koruyayım demesiyle boş kalan köşeye Selçuk’un topu göndermesi
sonucu güzel bir gol izledik. Selçuk geçen sene yaptığı gibi barajın üstünden
vurup golü atsa kimse kaleciye kızmazdı. Ancak kaleci kapattığı köşeden golü
yiyorsa kabahat kalecidedir. Skor avantajı bir kez daha ev sahibine geçti. Ve maçın
kalanında Galatasaray’ın skoru korumaya çalışmasını izledik ancak buna o kadar
da gerek yoktu çünkü Fenerbahçe’nin rakibini ne baskı altına alacak oyuncuları ne
de bir oyun yapısı vardı. Üstüne birde Kuyt sakatlanıp oyundan çıkmasıyla o
şans hiç kalmadı. Oyuna sonradan giren Sezer, Krasic ve Stoch beklentilerin çok
altındaydılar. Galatasaray’da ise Terim’in anlamsız bir geri çekilme çabası
vardı. Önce Umut yerini Yekta’ya bıraktı sonrasında ise Burak’ın yerine Emre
Çolak girdi. Üstelik Burak Emre değişikliği rakip 10 kişi kalmışken yapıldı.
Maçın hakemi hakkında
söylenecek pek bir şey olmadı. Sadece çok sarı kart göstermek hakemlik
değildir. Sanırım maçtan önce ona da maçın başında en ufak sertlikte kartını
kullan ki sonrasında sert oynayamasınlar demişler. O da ilk fırsatta karşılıklı
birer sarı kart kullandı ki ikisinde de uyarı ile geçiştirebilirdi.
Galatasaray’ı tebrik
eder. Ligimizin iki zirvede yer alan takımdan daha iyi bir maç beklediğimi
söylemek isterim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder