Bu hafta sonu çeşitli sebeplerden çoğu izlemek istediğim
maçları izleyemedim. O yüzden bu yazı biraz daha kısa olacak. Türkiye liginden
başlayalım, hafta içi M.United deplasmanına gidecek lider Galatasaray antrenman
hüviyetinde ki maçta Antalya’yı zorlanmadan 0-4 il geçtiler. O kadar kolay gol
buluyorlar ki bu sene onları zorlayacak takım bulmak zor olacak. Rakiplerinden
Fenerbahçe’nin kabız insan misali ne kadar zorlandıklarını görünce insan biraz
daha rekabet olması için Galatasaray’ın kötü gitmesini ummaktan başka elinden
bir şey gelmiyor. Bir ihtimal Avrupa maçlarından sonra ki maçlarda gerek
yorgunluk gerekse konsantrasyon bozukluğu ile puan kaybı yaşamaları. ( çok
taraflı oldu farkındayım ama niyetim tamamen rekabet olsun diye yanlış
anlamayın : ) Diğer taraftan ise Bursa evinde Karabük’ü ilk dakikalarda geriye
düşmesine rağmen zorlanmadan geçti. Pinto geldiği günden bu yana istikrarlı
şekilde atmaya devam ediyor. Onun gelişiyle Batalla’nın oyununda da gözle
görülür bir yükseliş var. Tebrik edilesi bir görüntüleri var. Ancak taraftar ve
yönetim arasında ki sorunlar devam ediyor. Taraftarlar maça fazla ilgi
göstermediler.
Kasımpaşa evinde 90. Dakikada 1-0 önde olduğu maçı 3-0 kazanarak
skor olarak rahat bir maç çıkardı yanılmasına sebep oldular. İki haftada 4 gol
atan Uche form tutmuşa benziyor. Yeni transfer Özer’de ilk maçında ilk golünü
attı. G.Antep ise dalgalı seyrini sürdürüyor. Pazar günü ise Eskişehir evinde
G.Birliği’ni 4-0 ile darmadağın ediyordu ki Gençler 2 gol atarak şımarmalarına
izin vermedi. Yine de Eskişehir haftalar sonra Necati’nin de ilk maçında ilk
golünü atıp birde asist yapmasıyla rahat bir galibiyet aldı. Fenerbahçe ile
aynı anlarda başlayan maçta ise İBB deplasmanda Büyükşehir olmayan Belediye
Akhisar’ı deplasmanda 0-4 ile geçti. 3 gol atan Webo maçın adamıydı. Ancak 2.
Ve 3. Golde ki asistler de en az gol kadar değerlidir. Belediye toparlanmaya
doğru gidiyor. İyi takım olmuşlar Holmen’in golü de görülmeye değer.
Trabzonspor toparlanma maçı olarak gördüğü Sivas’ı evinde zor da olsa Halil’in
güzel golüyle yendi. Yasin’in ortasında topa gelişine voleyle harika vuran
Halil kalecinin üstüne gelen topu içeri almasıyla maçı kazandırdı. Ancak asıl
Trabzon’u kurtaran Tolga’nın sakatlanmasıyla biran da kendisi kalede bulan
Onur’un harika kurtarışları oldu. Geçen sene ki harika performansına rağmen ben
Onur’un daha iyi kaleci olduğuna inanıyorum. İki sene evvel şampiyonluğa
giderken kalesini koruyan Onur’un sakatlanmasıyla kaleye Tolga geçmişti şimdi
devir teslim zamanı olabilir. Fenerbahçe maçına gelecek olursak maçın başında
Gökhan’ın saçma bir çalım sevdasıyla kaptırdığı topta faul yapması ve o topun
Meireles’ten sekip gol olması beklenmedik bir gelişmeydi. Arkasından gelen
baskı ve oyun iştahı yerindeydi. Ancak Kuyt’ın sezon başında ki golcü kimliği
Aykut hocayı yanıltmış olacak o bilinen çalışkan ama skorer olmayan kimliğine
büründü. Bu durumda diğer forvet Alex’in ayağına bakan Fener ondan da beklenen
katkıyı alamayınca kabızlık durumuna geldi. Galatasaray’ın bulamasa da atan
forvetlerine karşın Fenerin bulsa da atacağı kesin olmayan forvetleri var.
Özellikle Sow’un olmadığı maçlarda net bir santraforu olmamasının sıkıntısını
yaşıyor. Beraberlik golü artık herkesin bildiği bir taktik olan ön direk
koşusunda Gökhan’ın arkaya aşırtması ve Topal’ın dokunmasıyla devrenin son
dakikasında buldu Fener. Koca bir ikinci yarı ise sadece denemeler ve Alex’in
etkisiz bir şutuyla geçti. Maç böyle bitecekken Baroni maçın kötülerinde birisi
olmasını unutturacak şekilde bir şutla maçı takımına getirdi. Sorunlara bir
hafta daha ara verildi böylece Perşembe günü henüz puan kaybetmeyen Marsilya
önünde sorunlar bir kez daha suratına çarpılacaktır. Ama o yazıyı başka zaman
yazarım artık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder