Maç başlamadan önce
Alper'in sakatlığı ve Emre'nin henüz 90 dakikayı çıkaramayacak olması sebebiyle
orta sahada yerli kadrosu eksik kalan Ersun YANAL'ın defans hattında ki Alves'i
Bekir ile değiştirmeyip forvetten Webo'yu tribüne yollayınca Meireles forma
şansı bulabildi. Ama bu tercih hatası az kalsın Fenerbahçe'nin evinde ki ilk
sürpriz puan kaybı olarak karşılık bulacaktı.
Mesut BAKKAL yıllarca
Ersun hoca ile beraber çalıştı. Gençlerbirliği'nde Avrupa da turlar atlarken
takımı bu iki isim çalıştırıyordu. O yüzden Ersun hocanın takımlarının oyun
yapısını adı gibi bildiğine eminim. Üstelik bu oyun yapısı cezalandırılmaya o
kadar müsait ki o da bunları çok iyi kullanıyor. Maça önde başlayan ve
becerikli ayaklarla etkili olan Konya benim televizyon başından gördüğüm halde
yardımcının göremediği pozisyonda ofsaytta olsa golü buldu. Bakmayın siz gole
yapılan itirazlara o olmasa başka bir pozisyon gol olurdu. Golden sonra da
Fenerbahçe toparlanma emareleri göstermedi çünkü Emenike her ne kadar gayretli
de olsa bu seviyelerde top tutmak ve servis yapmak için yeterli değil. Savruk
yapısıyla pas verememesiyle Emenike Webo'nun oldukça gerisinde ancak fizik
üstünlüğü ve yıpratıcı oyunu ise Webo'nun fersah fersah önünde. Her ikisi de
kadro da bir şekilde olmalı gerekirse son zamanların formsuz ismi Kuyt bile
dinlendirilebilir ancak hem Webo hem de Emenike kadroda olmayı hak ediyor.
Golden sonra baskıyı
biraz olsun artıran Fenerbahçe duran toplar kazanmaya başladı. Sırf ikinci
yarıda 5'ten fazla korner kullanan Fenerbahçe bu duran toplarda birinde
saçlarını 3 numaraya vurarak artık gözümüzü yormayan Caner'in etkili ortasında
Alves Egemen'den hemen önce kafayı çok şık vurarak devreye beraberlikle
gidilmesini sağladı ki bence yenik olarak devreye girseydik Ersun hocanın
alacağı saçma riskler takımı daha farklı geriye düşürebilirdi. Golde Alves
kafayı vurduktan sonra Sow'un açık ofsaytta olduğu ortada ancak bazı yorumcular
kaleciyi etkilemediği ve topa da dokunmadığı için değişen oyun kuralları gereği
ofsaytta sayılamayacağını iddia ediyor.
İkinci yarıda hücum
hattı yaşlı ve fizik kalitesi düşük oyunculardan kurulu Konya geriye iyice
yaslanırken buna rağmen devre başında bir topu direkten döndü. Hleb 32 yaşında,
Gekas 33 yaşında ve Hasan KABZE 31 yaşında oluşu hücum hattının maçın devamında
etkisini giderek yitirmesine sebep oluyor. Buna karşın Caner ve eski tadında
olmasa da Gökhan'ın bindirmeleri Fenerbahçe'ye duran toplar kazandırmaya devam
ediyordu. Konya'nın vasat üstü bir kalecisi var ancak savunma hattında liderlik
yapabilecek bir oyuncunun eksikliğini hissediyorlar. Fenerbahçe Emenike'nin
sakatlanıp değişiklik istemesiyle elinden kaçmakta olan şansı tekrar yakaladı.
Kuyt'ı merkez forvetin arkasına Sow'u forvet hattına ve sol koridoru ise komple
Caner'e emanet etti. Maçın etkisizlerinden Baroni ve Meireles yerine daha golü
düşünen Kuyt o bölgeye geçince takımın futbol aklı arttı. Kuyt'ın bir taç
pozisyonunda topu içeriye aşırması orda olmaması gereken ancak orada olmak
isteyen Egemen'in topu Sow'a aktarması Sow'un yanlış tercihiyle röveşataya
yatması ancak topun Egemen'in önünde kalması Egemen'in sol ayak içiyle topa
etkili vurması ve galibiyetin gelmesi... bunlar hep istemenin ürünü. Bir tarafta
bu kadar isteyen ne oynadığı belli olan bir takım diğer yanda taktiği belirsiz
kimin hangi mevkii de oynadığı belli olmayan ve o kadar da istemeyen bir
Galatasaray şampiyonluk o kadar da uzak değil. Önümüzde 2 önemli deplasman
maçımız var. Önce çok da formda olmayan Eskişehir ile deplasmanda sonrasında
ise ligin tozunu atan evinde kolay kolay maç kaybetmeyen Sivas ile oynayacağız.
Demiyorum ki 2 galibiyet alalım. Ama alacağımız 4 puan bile bizi epey
rahatlatır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder