Bu zeminde 3 senede 60’a yakın maç oynayan ve sadece 1 kez
kaybeden Rafael NADAL, bu kadar yenilmezlik serisinin yanına birde hiç set
vermeden kazanılan 2 şampiyonluğu ekleyen Nadal, biraz önce biten maçtada
yağmurun zemini ağırlaştırmasıyla 1 set verdiği ( dün hakem maçı yağmur
nedeniyle daha erken kesse o seti de vermezdi.) Dünya bir numarasını 3-1 ile
geçerek yine bu zeminde yenilmez değil set alması bile imkansıza yakın bir
rakip olduğunu ortaya koydu. Bundan 3 sene evvel kimsenin bu kadar iyi bir
oyuncu olmasını beklemediği N.Djokovic tartışmasız son 2 senedir tenisin kralı
ancak ondan önce buralarda yine kral olan Federer’de bu adamı bu zeminde
yenemedi Novak’da. Toprak zeminde sert veya çim zemine göre oyunlar daha uzun
sürüyor ancak burada hem fizik kondisyon hem de mental direnç çok önemli.
Geçtiğimiz Wimbledon ve Amerika açığı kazanan Novak kariyer Grand slam’ini
yapmaya çok yaklaşmıştı ancak karşısına bu kez Nadal çıktı ve dur dedi. Kariyer
Grand Slam’i bir oyuncunun 3 farklı zeminde oynanan Grand Slamlari kariyeri
boyunca en az bir kere üst üste kazanmış olmasına denir. Daha önce Wimbledon ve
Amerika Açık’ı kazanan Novak eğer Fransa Açık ( Rolland Garos)’ı kazansaydı
kariyer Grand Slam’i yapmış olacaktı. Nadal’ın şansı Novak’a göre daha kolay
bir yoldan geldi. Çeyrek finalde Tsonga karşısında iki set veren Novak oradan
maçı alarak yarı finalde Federer’in rakibi oldu. Dünya 1 ve 3 numarası arasında
oynanan bu eşleşme zorlu bir maça sahne oldu ancak kazanan yine Novak oldu.
Nadal ise yarı finalde vatandaşı D.Ferrer ile karşılaştı. Rahat bir maç çıkaran
Nadal maçı 3-0 alarak finale yükseldi.
Finalde oyuna hızlı başlayan Nadal oldu ve rakibin ilk iki
servis oyununda kırarak biranda 3-0 öne geçti. Daha sonra toparlanan Novak
aradaki farkı kapatsa da ilk seti Nadal aldı. İkinci set biraz daha dengeli
başladı ancak Nadal ne zaman ipleri sıksa istediğini aldı. Böyle devam eden
sette son anlarda yine dişini gösteren Nadal oldu ve setlerde durum 2-0 oldu.
Setin bitmesiyle yağmurda ufak ufak atıştırmaya başladı. Ancak hakem oyuna
devam edilebileceğini söyledi. İlk iki sayıyı yine birinde rakibinin servisini
kıran Nadal alırken sonrasında top artık ilk setlerde olduğu gibi sekmemeye
başladı. Bu her iki oyuncu için geçerli olsa da bu oyuna daha yatkın olan
Novak’ın işine geldi ve üst üste 8 oyun alarak hem 3. Seti kazandı hem de 4.
Sette servis kırarak avantaj elde etti. Ama dediğim gibi oyun artık toprak
zemin olmaktan çıkmış bir zeminde oynanıyordu. Sonrasında yağmur şiddetini
biraz daha artırdı ve oyun iyice oynanmaz hale geldi. Hakemde artık dayanamadı
ve maçı bugün 14.00 erteledi. Tenis yazısını bile futbol yazısına benzettim
yine hatalı hakem oldu. : ) Her neyse bugüne
dönersek eğer sette dengeyi sağlamak için servis kırması gereken Nadal zeminin
normale dönmesiyle daha ilk oyunda servis kırdı. Dengede giden set sonuna kadar
iki rakette risk almadı. İlk servisi kullanma avantajı bulunan Nadal bir servis
kırdığı takdirde şampiyonluğa ulaşacaktı. 6-5 önde olan Nadal son oyunda
rakibini oldukça zorladı ve maç puanına kadar getirdi işi. Çift hata yapan
Novak bu seti ve maçı Nadal’a hediye etti. Bu şampiyonlukla birlikte 7. Kez
Fransa Açık’ı kazanan Nadal bu alanda rekorun da sahibi oldu. 57 maçta sadece 1
mağlubiyet toprak efsanesi olmak böyle bir şey.
Tüm bunlar bir yana benim Nadal’ı bu kadar sevmemi sağlayan
yine bir futbol maçı olmuştur. Bilen bilir Nadal benimde yakından izlediğim
Sergio NADAL’ın yeğeni yani bir Barça sağbeki olan ve o kulüpte uzun yıllar top
oynamış bir adamın. Ama Nadal amcasının aksine fanatik Real Madrid
taraftarıdır. Benim ona sempati duyduğum maç ise Beckham Real Madrid’de
oynarken son senesinde onu izlemeye A.B.D’den Tom Cruise ve eşi gelmişti Madrid
şampiyon olmak üzere evinde son maçı oynuyordu. O züppe tarzlarıyla maçı
izleyen ve sahte sevinçler sergileyen Beckham ve Tom’un aksine bir köşede maçı
izleyen Nadal ve arkadaşları heyecandan yerinde duramıyordu. O saf ve
gösterişsiz heyecan işte maç böyle izlenir dedirtti. O gün bugündür severim
Nadal’ı. Hem Sırp köpeği Novak’ı destekleyeceğime hiç izlemem daha iyi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder