Geçen hafta Beşiktaş
yenilgisiyle 4.sıraya kadar düşen Fenerbahçe adına şampiyonluk için ümitli
olmamamızın sebebi fikstür olarak avantajlı olması ve rakiplerine göre nispeten
içeride daha fazla maç oynayacak olmasıydı. Ancak dün ki maç gösterdi ki
Fenerbahçe için her ümit beslediğinizde Aykut hocanın da futbolcuların da o
ümidi öldürmek için ellerinden geleni ardına koymadığıdır.
Maçtan önce o soğuk
hatta fırtınalı havada maça gitmenin delilik olduğunu söylediğim Onur maça
doğru yol almıştı bile. Kadroyu gördüğümde çok olumlu bulduğumu söylemeliyim. İçeride
ki bir maçta forvette Fernandao arkasında Valbuş ve Guiliano beraber oynuyordu
onların açığını da toplası için sağda Dirar arkasında ise Jozef ve Topal duvarı
vardı. Kalede cezalı Volkan yerine Kameni savunmada sakat İsmail yerine Hasan
Ali, sağ bek Isla ve stoperde Roman ile Skrtel kağıt üstünde ideale yakındı. Maç
başladıktan sonra ise takım olarak Pazar sabahı koşuya çıkmış sosyete
temposunda oynuyorduk. Ligin bence kötü takımlarından ve oynamak için maç seçen
takımlarından Akhisar ise iyi diyebileceğimiz seviyede kapanıyordu. Onların
kadrosunda ise savunma lideri Yumlu, sol kanat forveti Gaziantep’te oynarken de
beğendiğim Larrson, orta da ismiyle dikkat çeken Muğdat ve forvette Fernandao’nun
bir gömlek altı Seleznov ile hücum etmek için çıkmıştı. Ritimli koşu temposunda
oynayan Fenerbahçe’ye karşı Akhisar bulduğu ilk duran top şansında ön direkte
maç boyu atılmak için her şeyi yapan ama hakemi ikna edemeyen Serginho’nun
kafası ile öne geçti. Kameni golde tepkisiz kalarak dosta korku düşmana güven
vermeye başlamıştı bile. İnternette biraz dolaşsanız Kameni’nin yan top zaafı
adında trilyon tane yoruma, veriye ve videoya ulaşabilirken takımın ona sene
başında birinci kaleci formasını vermek istemesinin ne kadar büyük hata
olduğunu daha iyi anlarsınız.
Tipik Fenerbahçe
takımında görüleceği üzere takımın temposu yüzde 40’dan yüzde 70’e çıktık. Çıktık
da ne oldu derseniz 0-2 oldu derim. Valbuş’un didinmelerine Hasan Ali’nin
çabası eklendi. Guiliano çok etkisiz Fernandao ise markaj altında kalmaya devam
etti. Günün en kötülerinden Isla kolay geçildiği bir pozisyonda sol bekleri
çizgiye indi, topu penaltı noktasına çevirdi, Seleznov da kötü bir vuruş ile
topu kaleye yolladı. Kötü bir vuruş diyorum çünkü ne köşeye ne de havadan giden
bir şuttu. Kameni bu kez tuhaf bir şekilde ayaklarıyla topu içeriye alırken
skor iyice geri dönülmez bir hale geldi. Golden 3 dakika sonra bence maçın en
kritik pozisyonunda Hasan Ali ismine yakışanı yaptı ve karşı karşıya topu
kalecinin üstüne vurdu. Valbuş ile verkaç yaptıktan sonra ceza sahasına girdi
ve benim burada ne işim var dercesine ilk yarıda farkı 1’e indirme şansını
harcadı. Bu arada ilk yarının sonlarına doğru Muğdat’ın 25 metreden yolladığı harika
şutu Kameni’nin çıkardığını da söylemem lazım o da girseydi muhtemelen devre
arasında istifa söylemleri ayyuka çıkardı.
İkinci yarıya
çıkarken herkes haklı olarak değişiklik bekliyordu. Aykut hoca da beklentiyi
boşa çıkarmazken oyuna giren Atıf çıkan ise Isla oldu. Dirar sağ açıktan sağ
beke Aatıf ise onun önüne geçti. 57’de Hasan Ali’nin ortasında sağ açık
oynarken yapmadığı koşuyu sağ bek oynarken yani yapmaması gerekirken yapan
Dirar kafa ile altı pasa topu indirdi kötü gününde olan Guiliano kafayı yere
doğru vurarak gole çevirdi. Golle birlikte takıma hava, seyirciye can ve 3 puan
için ümit ışığı vermişti. Ama başta dedim ya bu takım ümit öldürme konusunda
kesinlikle 1 numara. Golden sadece 2 dakika sonra Akhisar farkı yine ikiye
çıkarırken sadece 3 kişi ile gelip bomboş kafayı vuran Larrson galibiyeti
olmasa da puanı garantiye almıştı. Takımda 4 savunmacı ve önlerinde iki ön
libero varken rakip sadece 3 kişi ile gelip gol atabilecekse bu kadar tedbire
ne gerek var? Sahiden bu kadar savunmacı olmasa Akhisar kaç atacaktı? Korku duvarları
ile yaşamanın gereği var mı? Ama bu sorular maalesef bugünün değil Aykut
hocanın imza attığı gün sorulması gereken sorular.
63’te bu kez sağdan
gelen ortada Fernandao vuramazken arka direkte Skrtel bomboş topu uzaya vurdu. Gol
beklediğimiz ayaklar Hasan Ali, Dirar ve Skrtel olunca çok da şaşırmak lazım.
67’de ise Hasan Ali bu kez çizgiye inerek penaltı noktasına çıkardı. İlk yarıda
ki Seleznov’un golü gibi topla buluşan Aatıf bu kez doğru bir vuruşla köşeye
topu göndererek farkı 1’e indirdi.
Düşünün maçın
bitmesine daha 25 dakika civarı var ama seyircide umut bu kez yoktu. Acaba Akhisar
bir tane daha atar mı diye endişe bile vardı.
İki dakika sonra Valbuş yerini Soldado’ya bırakırken aynı dakikalarda
Barça deplasmanında 1-0 geride olan Atletico Madrid sahada Griezmann, D. Costa
varken içeriye onları çıkarmadan Correa ve Gamerio’yu yolladı. Herhalde futbolu
bilmiyorlardır. Ama hakkını verelim Aykut hocanın bu değişikliği işe yaradı! ve
kalan dakikalarda başka gol yemedik!!!. Ne ilginçtir ki Atletico’da kalan
dakikalarda 4 forveti sahaya sürmesine rağmen başka gol yemedi.
Kalan dakikalarda
konuşulmaya değer bir şey olmadı. Oyuncu değişiklikleri, yalandan sakatlanmalar
filan Akhisar akıllıca dakikaları eritti ve hakkıyla 3 puanı aldı gitti. Geride
Fenerbahçe’nin Kocaman ümitleri ve hayalleri kaldı. Haftaya deplasmanda
Galatasaray’ın mağlup döndüğü Malatya deplasmanı ve sonrasında ise içeride
Galatasaray maçı var. Sizin ümidiniz var mı bilmiyorum ama benim ki Kaf dağının
ardında. Yakın bir yere taşınması için ise 5 maç üst üste galibiyet gelmeden
ikna olmam. Görelim bakalım…
Yıllar sonra ilk defa
evimde internet üzerinden de olsa (İP TV müthiş bir icat) ayaklarımı uzatıp bir lig maçı izledim. (tabii
çocuklar ne kadar izin verdiyse o kadar rahat edebildim : ) onunda böyle
keyifsiz biten bir maç olması kısmetimiz oldu ilerleyen haftalarda galibiyette
görürüz inşallah.
Maçın Adamı: Mustafa
YUMLU ve Muğdat ÇELİK
Maçın Hakemi: Skor
hakem yüzünden diyemem, ama kötüydü. Soldado’nun iptal edilen golü doğruydu.
Serginho’nun belki ilk 10 dakikada ama kesinlikle ikinci yarıda atılması
lazımdı. Fernandao’nun itildiği pozisyondan iri olmasına aldandı o itmeyle
düşmez diye düşündü herhalde.
Okuduğunuz için
teşekkürler. Allah (c.c.) emanet olunuz.
ellerine sağlık abicim ama daha erken çok sular akar köprünün altından... haftaya bir deplasman galibiyeti ondan sonra içerde galatasaray beraberliği :))) sizi potada tutar. Sizsiz şampiyonluk yarışı olmaz.
YanıtlaSilSelametle...
Makara konusu olduk bak sen daha ümit var diyon bir de : D
Sil