Dün ilk yarıda gördük
ki takım eksiklerine rağmen fena değil. Tabii ki uyumsuzluk oldukça yüksekti
ancak ihtiyacımız olan tek şey zaman gibi duruyor.
Maçın başlamasına
kısa bir süre kala Gökhan'ın sakatlığı ve Şener'in Bursa'nın son Avrupa maçında
çift sarıdan atılmasından dolayı cezalı olması ile sağ beksiz kalan Pereira sol
bek yedeğini sağ beke kaydırarak çözmeyi düşündü ki bu Avrupa'da sıkça yapılan
bir şeydir. Bek oynamayı bilen iki kanatta da oynayabilir diye düşünürler ancak
bende Uğur MELEKE gibi sağ bek için sol ayaklı biri yerine orta sahadan
defansif bir oyuncuyu kaydırmayı doğru buluyorum. O Meireles'i önermiş ama ben
stoperlerden birisi de olurdu diyorum.
Geçen sene ki
formuyla takımı Emenike ile birlikte şampiyonluktan eden Volkan bu seneye yeni
bir başlangıç yapmış olarak başladı. Özellikle Taison'un pozisyonunda öyle zor
bir top çıkardı ki alkışlamamak elde değil. İlk 20 dakika boyunca diken üstünde
izlediğimiz maç Pereira'nın sahaya kağıt yollamasıyla değişti. İki sene önce
Mancini'yi eleştirdiğim sahaya kağıt yollama konusunda Pereira'yı es geçecek
değilim. Sen burada değil de şurada oyna dediğinde anlamıyor mu ki yazılı
olarak salağa anlatır gibi anlatıyorsun. Diego'nun bir kaç adım geri gelmesiyle
önde basan kişiden 1 eksildi ancak geriden top çıkaracak adam sayısı bir arttı.
Bu da oyunu hiç değilse dengelememizi sağladı. Her şey bir kenara bu maçta da
belli oldu ki Jozef De Souza denilen adam yılın en büyük kazığı gibi duruyor. Eğer
olabilirse Ozan TUFAN bu takıma cuk oturur. Geçen senenin en istikrarlı adamı
Mehmet TOPAL bu seneye nedense çok kötü başladı. İlk yarım saatte verilen
pozisyonlarda orta sahada kaptırdığı topların büyük etkisi vardı. Diğer bir
sebepse Hasan Ali'nin ileriye çıkmak zorunda kaldığı pozisyonlarda geriye
dönmekte zorlanması ile oldu.
Rakipte öyle çok göz
korkutan bir oyuncu olmadı. Hatta onların yakaladıkları pozisyonları biz
bulsaydık tabelayı kesin değiştirirdik. Maçın başından sonuna kadar
yakaladığımız tek pozisyon Fernandao'nun topu çalıp sürdüğü ve içeriye
çevirdiği top oldu. Onda da çizgiye kadar inmeden pası atabilse Nani kaleci ile
karşı karşıya kalacaktı. Birde ah Van Persie o topa sol ayağı ile değilde sağ ayağıyla vurmaya çalışsaydı.
Oyunculara tek tek
bakmak gerekirse, Volkan takımın belki de en iyisiydi. Çok kritik toplar
çıkardı ve takımının moralinin düşmesini engelledi.
Hasan Ali: son anda
hayatında hiç oynamadığı bir bölgede kendini buldu. Ve doğal olarak ilk yarıda
oldukça hata yaptı. Hücuma çıktığında topu ısrarla sol ayağına alma çabası pek
çok pozisyonun başlamadan bitmesine sebep oldu.
Kaer : Volkan'nın
sektirdiği bir topta rakipten önce hamle yapması ve Volkan'ı sakatlama pahasına
golü önlemesi iyi bir kumaşı olduğunu gösterdi. Ancak Alves'le hiç uyumlu
değil. Bunda büyük pay Alves'in kötü olmasında ancak yine de takım
savunmasından bahsediyorsak onun açıklarını da kapatmalı.
Alves: geldiğinden bu
yana doğru düzgün bir maçını hatırlamıyorum. Nasıl o kadar para vermişler
anlamak mümkün değil. Daha maçın 3.dakikasında adamını kaçırması ve nerdeyse
kırmızı kart görmesine sebep olacak faulü yapması affedilir gibi değil. Bu kadar
kötü görünüyorken Egemen'i aramamak elde değil. Bu sene başımızı ağrıtacaktır.
Caner: Her zaman ki Caner'di savunmada aksadı. Hücuma destek
verdi. İkinci yarıda topu taşımaya yardımcı olsa da o kadar çok isabetsiz orta
yaptı ki tv başındakiler saç baş yoldu.
M.Topal: Çıkarken
yaptığı top kaybı az kalsın gole sebep olacaktı. Görev yeri değişip bir kaç
adım geri gelmesiyle daha rahat oynamaya başladı. Sağ bekte Hasan Ali'nin
yerine düşünülebilirdi. Ancak De Souza'nın güven vermeyen oyunu bu riski almayı
engelledi. Oyundan çıkması yadırgansa da yokluğunda çok sorun olmadı.
J.De Souza: Hatırlayanlar
için en çok benzettiğim isim Murat YAKIN oldu. Toptan kaçan ileriye doğru hamle
yapmaktan çekinen top ayağına geldiğinde de en yakında ki oyuncuya topu verip
geriye kaçan bir oyuncu. Bu transfer döneminin en çok bonservis ödenen oyuncusu
olması nasıl bir mantık hatasıdır anlamak mümkün değil. Bu adama 8 milyon
verildiğini gören Bursa'nın Ozan TUFAN için 15 istemesi lazım.
Nani: takımda
beklentimin en yüksek olduğu isim. Ama dün etkili olmaktan çok uzaktı. Yine de
tekniğini fark etmemek mümkün değil. Bir iki şut denemesinde heyecan uyandırdı.
Yeterli değil ama umut veriyor.
Diego: Geçen senenin
en büyük hayal kırıklıklarından olan Diego, hazırlık maçlarında gösterdiği
performans ile bu sene etkili olacağını göstermişti. Bu maçta da geçen seneye
göre oldukça hareketli gözüktü. İleri geri çok çalıştı. Sonunda da yorulup
çıkmak zorunda kaldı.
Sow: Hazırlık
döneminin diğer bir ismi Sow maça ileri uçta başlasa da top rakibe geçtiği anda
sol kanada yakın oynadı. Bir iki cılız pozisyon buldu ancak değerlendiremedi. Ve
yerini V.Persie'ye bıraktı.
Fernandao: takımın
Volkan'la birlikte en iyi ismiydi. Aldı verdi. Koştu çabaladı. Ancak emeğinin
karşılığını alamadı. Yine de takımın vazgeçilmezi durumunda.
Sözün özü bu sezon
ilk kez 90 dakikasını izlediğim Fenerbahçe oyun olarak Ersun YANAL'IN dönemine
benzer bir yapıda olacak. Ancak bu yapı oldukça riskli çok uyumlu ve akıllı bir
savunma lazım ki bu kadroda çok alternatif yok.
Pereira oldukça
heyecanlı ancak o kadar mahir bir isim değil. Oyuncu değişiklerinden
anlaşılacağı üzere sistemi değil oynayan isimleri değiştirmeyi düşündü. Rövanş için
umudum var. Ama sağ bekte Şener'in ve Sow'un ekstra oyunları şart. Tur gelebilir
ancak bir sonra ki tur bizim için çok daha zor olur. Ama en azından şu turu
geçebilelim isterim.
manchi niye kağıda yazı konusunda siteye özel ve büyük BAŞLIKLI yazılarla yer veriyo ken pereira nin yazı olayını basit ve küçük yazı ile geçmedi fb li olmana veriyorum. Bu konu üzerinde herzaman duracağım AHMET BİNBAŞI.
YanıtlaSil