Maç öncesi
yayınladığımız yazı gibi başladı her şey aslında öyle bitmeye de niyetliydi iki
takım ancak misafir takımda Avrupa'da konuşulacak kadar büyük bir salaklık
yapan defans oyuncusu ev sahibinde de Avrupa'da konuşulacak kadar iyi şut çeken
bir futbolcu olunca golsüz derbi bir anda renkli hale geldi.
Maçın ilk 20
dakikalık kısmını izleyemedim. O yüzden maça iyi başlayan Fenerbahçe'nin ne
denli bir hakimiyet kurduğunu bilmiyorum. Ama kalan sürede gördüm ki fena halde
Aykut hoca dönemine benzemeye çalışan bir takım vardı ortada ancak bu oyunu
oynamaya hiç de uygun olmayan isimlerle oynamaya çalışınca Aykut hoca zamanında
ki kadar bile bir kalite göremez olduk. Ama bunun için kesinlikle İsmail Hocayı
suçlu bulmuyorum. Benim için tek muhatap kulübün başında duran sabıkalı, pişkin
kişidir. Yoksa takımın başında kukla misali duran İsmail hocanın futbolcular
üzerinde ne gibi bir etkisi olabilir ki Hele maçtan sonra "Haddimizi bilerek
oynadık" dedi ya daha bundan sonra ne söylese boş. Koskoca Fenerbahçe
Galatasaray deplasmanında haddini bilerek oynamış. Eskiden olsa misal Ali Şen
resmi tatil dinlemeden pazar günü kapının önüne koyardı bu pısırık adamı.
Ev sahibi açısından
ise diğer maçlara göre değişik bir şey yoktu. Yine kırılgan bir oyun oynadılar.
Diğer maçlarında aksine bu kez rakip bitirme konusunda büyük sıkıntıdaydı. Semih
yine güven vermedi. Tarık ve Veysel yine adamlarını kaçırdı. Özellikle Veysel
psikolojik olarak çok geriye gidiyor. Rakip 10 kişi kaldıktan sonra dahi müsait
pek çok durumda orta yapmaya çekinir haldeydi.
Futbolculara tek tek
bakmak uzun geliyor. Ama iki takımda dikkat çeken isimlere bakacak olursak.
Galatasaray'da Muslera, Melo, Chedjue, Xhemaili her zaman ki form
durumlarındaydı. Yani iyi ve istikrarlı ancak Semih, Veysel ve kariyerinin ilk
derbisine çıkan Tarık nispeten daha durgundu. Bunlara Selçuk'u da
ekleyebiliriz. Olcan ve Burak siliktiler. Ama Sneijder tam normal bir maç
çıkarıyor diyecekken öyle iki gol attı ki özellikle ilk golde yapabilecek tek
şey topa vurmadan önce ki zamana aitti. Vurduktan sonra santraya koşmak en
mantıklı hareket olur. İkinci golde ise topu 50 metreye yakın sürmesine müsaade
edilmesi golün asisti oldu. Maçın adamı iki gol atan Hollandalı oldu.
Fenerbahçe tarafında
ise sakat Volkan ikinci gol haricinde fena bir iş çıkarmadı. Gökhan, Caner,
Topal, Kuyt her zaman ki form durumundaydı. İlk kez ciddi bir süre alan Alper,
Kadlec ise daha durgun olanlardı. Kadlec'in kaçırdığı o gol çok şeyi
değiştirebilirdi. Emenike ise tam anlamıyla kara delik gibiydi. Ne atılan top
geri alınabiliyor. Ne de aldığı topları doğru kullanabiliyor. Takıma ciddi
zarar vermeye başladı. Alves ise bambaşka bir yazı konusu ne amaçladı. Ne
düşündü de öyle bir müdahale de bulundu anlaşılmaz. Bu kadar düşünme yoksunu
bir oyuncunun bir an önce ülkesine dönmesi gerekir. Takımda iyi diyebileceğim
tek isim ise yine bal yapmamasına karşın Meireles oldu. Onu da yollamaktan bir
an çekinmem. Öyle düz bir oyuncu
Maçın hakemi için ise
skora olmasa da kazanan tarafı belirlemediği için çok kötü görünmedi ancak
skora olan katkısı da göz ardı edilmemeli. Hasan Ali'nin taç çizgisinde kaptığı
top sanırım Bulgar sınırını bile geçti diyenler var :) Maç içinde de pek çok
kere pozisyonun içinde kalan hakem Galatasaray'ın tehlikeli olabilecek bir
atağını da engelledi. Kırmızı kartta ise sonuna kadar haklıydı.
Çarşamba günü evinde
Dortmund'u ağırlayacak Galatasaray'a bu galibiyet moral oldu. Ancak oyun olarak
gelişmediklerini defansın ciddi alarm verdiğini görmek lazım. Dortmund'da eski
formunda değil ama yine de iki maçta 6 puan yaptıklarını unutmayalım. Fenerbahçe
ise haftaya Gençlerbirliği ile oynayacak. Takımda stoper anlamında sadece
Serdar KESİMAL kaldı. Sol bek olarak alınan ancak stoperde daha başarılı olan
Kadlec'in yanına yine Topal oynayacak gibi duruyor. Onun yerini ise Selçuk
alacaktır. Yine 10 sene önceki takıma dönüyorlar yani. Yazık bu takımı bu kadar
küçük ölçekte yönetmeye çalışanlara yazık. Bir de utanmadan 1 milyon üye diye
bir sunum yapıp milyarlarca parayı bu işe harcıyorlar. Kim niye üye olsun bu kulübe
verilen paralar nereye gideceğini bilmeden keyfi yapılan uygulamalar için
kaynak mı oluştursunlar.
Edilecek laf daha çok
da anlayan yok.