Türkiye süper liginde
uzun lig maratonu uzun bir aradan sonra nihayet bu hafta başladı. Açılış
maçında Çaykur Rize ile Gençlerbirliği ile oynadı. Hoca konusunda ne yaptığını
bir türlü anlayamadığım G.Birliği, geçen senenin iyi takımı Rize'yi evinde
yenmeye epey yaklaştı. Gurbetçi Koçer'in güzel golüyle öne de geçti ancak Rize
evinde kurduğu baskı ile golü bulmayı başardı. Sonrasında tertemiz bir gol daha
atmasına rağmen hakem kararıyla galibiyetten oldu. Süper Kupa finalinde ki
rezil hakemlerden sonra bu maçta da ve hafta boyunca devam eden kötü hakem
performansları sezonun çok sorunlu geçeceğini gösteriyor. İki takım için
söylenecekler her şey erken olur en azından 3 hafta sonra sağlıklı yorum
yapabiliriz.
Akşamın diğer maçında
tarihinde ilk süper lig maçına çıkan Balıkesir evinde Akhisar'ı ağırladı. Moskova
yolunu tutan Niasse'nin yerine alınan Saidi ilk maçında daha 6.dakika da golle
buluştu ve iyi bir başlangıç yaptı. Ayrıca diğer yeni, eski transfer Gekas ile
iyi anlaştıklarını söyleyebiliriz. Balıkesir ise gole cevap vermek için çok
beklemesi gerekmedi. İlk yarı dolmadan Trabzonlu Oflu Ali Alanzinho topun
gelişine harika bir gol attı ve devre dengede bitti. Dakikalar ilerledikçe
Balıkesir'in nasıl toplama bir takım olduğunu Akhisar'ın ise Hamza hocadan
alınan mirasın Mustafa Akçay tarafından iyi korunduğunu gördük. Geçen sene
takımın iyilerinden Tavşanlı Linyitte Akçay'ın öğrencisi olan Mehmet AKYÜZ dar
açıdan kontra atağı golle sonuçlandırarak takımını ilk deplasman maçında
galibiyete taşıdı. Takımlar için her ne kadar bir şeyler söylemek zorsa da
Balıkesir'in ligin kaşar futbolcularını bir araya toplayarak sonuç alma sevdası
büyük hüsranla sonuçlanacaktır. Gökhan ÜNAL, Sercan YILDIRIM, Alanzinho gibi
isimlere bel bağlanmışsa PTT ligi çok uzakta değil.
Cumartesi maçlarında
ilk maç Eskişehir ile Konya arasındaydı. Her sene kadroyu sil baştan yapma
sevdalısı ligimizin sil baştan kadar olmasa da en son Tarık'ı Galatasaray'a
yollayarak epey bir kabuk değiştiren takımı Eskişehir evinde geriye düşmesine
rağmen bence en iyi transferlerden Ömer ŞİŞMANOĞLU'NUN düşürülmesi ile
kazanılan penaltıyla galibiyeti aldı. Konya'da ise Gekas sonrası iyi gelen
Marica isim olarak yeterli performans olarak ise beklemek lazım. Ama iki
takımında sene sonunda ilk 10'da olacağını tahmin etmek zor değil.
İstanbul takımlarının
ilk maçına Bursa deplasmanı gibi zor bir başlangıcı olan Galatasaray ile
başladık. 6 senedir galibiyetle dönemediği deplasmandan bu kez yeni hocasıyla
ilk lig maçından zaferle ayrılmayı başardı. Bunda kalecisi Muslera'nın harika
performansı ve Bursa'nın takım olmaktan çok uzak görüntüsü önemli etken oldu.
Ayrıca bu oyun yapısıyla ve tek forvet Burak ile oynadıkları sürece ligin en az
gol atan takımlarından birisi olacaktır. Atılan 2 gole bakınca da ligimizde
görmediğimiz bir kalitede çıkılan kontra atakta Bruma ve Burak'ın verkaçı ve
güzel bir bitiriş ve maç dakika olarak bitmeye yakın yakalanan 3'e 1'le gelen
boş kale golü. Ama bunlardan başka yakalanan herhangi bir organize atak olmadı.
Burak'ın gol sonrası top toplayıcı çocuktan top alma çabası komikti. Muhtemelen
alt yapıda oynayan çocuğun topu vermemesi normal, ama Burak neden kaleye
gönderdiği topu almaz onu bilemem herhalde o top daha yakındı. Yaz boyu
yapılmayan transferler son güne sıkışınca eminim takımın yapısı da değişecektir
ama bunu ne kadar olumlu olacağından emin değilim. Kısaca değinmek gerekirse
Pandev gelenler arasında kendisini kanıtlamış tek isim ancak onunda oyun yapısı
fizikli bir forvet bekleyen benim gibi futbolseverlerde hayal kırıklığı oldu.
Yine de kalitesiyle katkı verecektir. Dzemali (Cemali diye okunuyormuş) ise
biraz alternatif olsun diye alındı sanırım. Yekta'nın her yerli transfer çabası
içinde takasta kullanılmak istenmesi sanırım yeterli görülmeyişinden ancak
yabancı kadrosu bu kadar şişkinken Melo'nun yedeği olabilir. Son olarak Tarık
transferi ise aralarında en büyük risk taşıyan transfer oldu. Yöneticilerin
beceriksizliklerinden takımla hazırlık kampı görmeyen Tarık'ın takıma uyum
sağlayıp katkı vermesi zaman alacaktır. Üstüne bir de arada kötü maç çıkarırsa
verilen bu kadar yüksek bonservis eminim konuşulmaya başlanacaktır.
Bursa'ya gelince
takımın başında 3 aydan fazladır vakit geçirse de Şenol hocanın takımın
üzerinde ki hakimiyetsizliği şaşırtıcı. Takımda herkes ayrı bir havada.
Sözleşme yenilemediği için kadro dışı kalan Batuhan'dan faydalanamıyorlar.
Tıpkı yeni transfer Aydın'ın kente uyum sağlayamadığı gerekçesiyle kadro dışı
kalması gibi. Ayrıca yeni transfer edilen Holmen'in de maça Bellushi ile yedek
kulübesinde başlaması ilginç geldi. Takımın toparlanacağına eminim ancak Şenol
hocanın bu kadar agresif bir başlangıç yapması derin yaralar açabilir.
Taraftarla olan kötü ilişkiler iyice derinleşmek üzere.
İstanbul derbisinde
Başakşehir takımı yeni ismiyle yeni evinde Kasımpaşa'yı ağırladı. İki başkanın
centilmenlik sınırlarını zorlayıp rakip takımın atkısıyla maçı izlemesiyle hazırlık
maçı gibi bir karşılaşma oldu. Başakşehir'in yenilerinden Perbet güzel bir tek
vuruşla takımı öne geçirse de Cüneyt hoca gibi bu tip küçük maçlarda cesurca
yöneten bir hakem olunca Rotman takımı eksik bıraktı. Ardından da Adem BÜYÜK kolay
bir golü zor bitirerek beraberliği sağladı ve maçta öyle bitti. İki takımında
başaltı için mücadele edeceğini görmek zor değil. Başakşehir yeni çıkan takım
gibi ürkek ve bilinmez değil aksine Avcı ile beraber tıpkı 3 sene önce ki gibi
etkin top oynuyorlar. Kasımpaşa için ise hep yüksek hedefler ve büyük
potansiyel var ancak sonuç olarak elde çok bir şey yok. Şota hoca her daim
takımından ilk ayrılacak hoca olarak adı geçiyor ama 2 seneye yakındır takımın
başında yine ilk ayrılacak isim bahsi olsa paramı ona yatırırdım.
Gecenin son maçı Rıza
hocanın 1 hafta boyunca bağırdığı gibi rezil bir zeminde Mersin'de oynandı.
Avrupa'dan yorgun gelen Beşiktaş'ın bu maçta puan kaybını bekleyenler
iddialarında çok da haksız değillerdi. Eğer Mersin'in beceri eksikliği
göstermeseydi sonuç farklı olabilirdi. Arsenal maçlarında da gördük ki ligin en
hazır takımı Beşiktaş olarak göze çarpıyor ancak onlarda da en büyük sıkıntı
takımı gol yollarında taşıyacak Demba ba'nın kronik sakatlık söylentileri. O
olmayınca takımda gol atma zorunluluğu Cenk ve Pektemek'e kalıyor ki ikisi de
bu konuda kendini kanıtlamış değiller.
Mersin ise tipik Rıza
hoca takımı bu kadar toplama isimlerin yer almasıyla 1 ay bocalayacaktır.
Ayrıca Mersin'de oynayamayacaklarını düşünürsek bu aralar yapacakları kayıpları
ileride çok arayabilirler. Küme düşmenin ilk adaylarındandır.
Pazar gününün ilk
maçı Sivas ile G.Antep arasındaydı. Geçen sene küme düşen Elazığ'da gösterdiği
performansla göz dolduran Okan Hoca ödül olarak Sergen'le tekrar anlaşamayan
Antep'in başına geçti. Takıma 15ten fazla ilave yapan genç hoca takımı
neredeyse baştan kurdu. Sivas deplasmanı şampiyonluğa oynayan takımlar için
bile kazasız atlatılması zor bir yerken üstelik geriye de düşmüşken şike
sürecinden canı yanan tek futbolcu olan İbrahim AKIN'IN etkili oyunu ve
büyüklere gidecek ilk Anadolu forveti olan Muhammed Demir'in iki golüyle
galibiyetle çıktılar. Olası bir boşlukta Fenerbahçe'de görev alması beklenen
ilk hoca olan R.Carlos bu sezonda geçen sene ki performansı gösterebilirse
adaylıktan fazlası haline gelir.
Avrupa'dan kimsenin
izleyemediği bir maçla beraberlik alıp turla dönen Trabzon'un en büyük
sıkıntısı henüz yeniden öte yepyeni bir takım olmalarıydı. Daha imza atalı 2
hafta olmadan aynı maça çıkmak durumunda kalan transferlerin vereceği performans
soru işaretleriyle dolu. Rakip olarak da Bülent KORKMAZ gibi karakter olarak
Ersun Yanal misali antipatik ama her daim mücadele gücü yüksek takımlar kuran
bir hocaya karşı oynadılar. Maç öncesinde Avrupa maçında da oynamayan iç saha
topçusu Cardozo'dan yararlanamayan Trabzon bir de maç içinde Deniz'i kaybedince
gol yollarında sıkıntı yaşaması normal hale geldi. Erciyes'te yeni kurulan
takımlardan tecrübeli isimleri olsa da Bülent hocanın tutucu futboluyla ilk
hafta golsüz beraberlikle yetindiler.
Haftanın son maçında
ise hazırlık maçlarında gol bulamayışıyla dikkat çeken Fenerbahçe Avrupa'dan
yorgun dönen ve iyi savunma yapan Karabük karşısındaydı. Kısır geçmesi beklenen
maç iki takımın amatörce yaptıkları hatalarla epey bir gol izletti. Karabük'ten
başlarsak laubali bir penaltı atışıyla elenmek hem fizik olarak hem de mental
olarak takımı epey geriletmiş. Tolunay hocanın da cezası sebebiyle kenarda
olmayışıyla Fenerbahçe'nin hatlarıyla gol bulsa da kalesini kapatmayı bir türlü
başaramadı.
Fenerbahçe ise başkan
destekli teknik kadronun klasik düzeni bozmamasıyla etkili başladığı maçta
eksik oyuncuların yerine forma giyenlerin sakarlıkları ve şapşallıklarıyla
kalesinde 2 gol gördü. Geçen senenin iyilerinden Caner ve Gökhan, Topal'ın
formu kaynaklı çıkışları devam ediyor. Forvet hattında Emenike'nin giderek can
sıkan hal ve tavırlarıyla sorun olma yolunda ki çabası dikkat çekmeye başladı.
Tek yeni transfer Diego ise maçın son yarım saatinde oyun berabere iken girdi
ve yumuşak bilekleri ve tekniğiyle ben buradayım dedi. Ama bu oyun yapısına
uygun olmadığı çok açık. 4-3-3 oynayan takımda ileri 3'lü için fazla yumuşak ve
yavaş orta 3'lü için ise fazla hücumcu bir oyuncu. Oyun sisteminin ona bağlı
olarak değişmesi ise diğer mevkilerde oynayan oyuncuları bozabilir. Ayrıca bu
maçta oyuna sonradan girip şansıyla da olsa galibiyet golünü atan Webo daha
fazla forma şansını hak ediyor. Devre arasında oynanacak Afrika kupasına
gitmemek için milli formayı bırakan Webo, Emenike ve Sow'un yokluğunda takımın
tek seçeneği olacaktır.
Milli maçlardan sonra
oynanacak Trabzon maçından olası bir beraberlik Fenerbahçe'de kimseyi üzmez.
Trabzon'un da itiraz edeceğini sanmam.
Bundan sonra ki
haftalarda daha kısa yazacağıma söz vererek bitiriyorum. Son olarak haftanın
öne çıkanlarına bakalım.
Haftanın Hakemi:
Cüneyt ÇAKIR kolay maçta net bir kırmızı
kartı vererek sorunsuz yönetti.
Haftanın Takımı:
Bursa deplasmanından galibiyetle dönen Galatasaray
Haftanın Futbolcusu: Sivas
deplasmanında iki gol atan Gaziantepli Muhammed Demir
Haftanın Golü:
- Balıkesirspor'un
tarihinde ki ilk süper lig golünü enfes bir şutla atan Alanzinho,
- Bursa deplasmanında
ilk golde kontra atağı başlatan ve Bruma'nın ortasına güzel bir vuruş çıkaran
Burak,
- Ve Sivas deplasmanında
topu sağa çekerek uzak köşeyi gösterip yakın direğe net bir vuruş yapan
Muhammed Demir.
Yeni sezon herkese hayırlı olsun. Çok güzel bir yazı olmuş, bütün maçları izledin mi bilmiyorum ama doyurucu yorum yapmışsın. Sadece ufak bir tavsiyem var, hakemleri bu kadar dikkatli izleme, oyunun akışına bırak, net ve sonuca etki eden bir hata görmedikçe hakemleri eleştirmeyelim. Tekrar tebrik ederim güzel olmuş. (Bu arada hayırlı cumalar. sen aramıyorsun bari ben yazayım:))
YanıtlaSil