Gelelim yazının asıl
konusu olan olaya, maçın 61.dakikasında bir pozisyonda maçın agresif
isimlerinde Necip’in yaptığı faul sonrasında düdük çalan hakem ve faule maruz
kalan Melo’ya tepki gösterdi. Melo’nun sonradan karşılık vermesiyle başlayan tartışma
sırasında araya girmeye çalışan Oğuzhan ile Melo tam ağız dalaşına giriyordu ki
Oğuzhan ve Fernandes hemen yardımcı hakeme yönelerek Melo’nun tükürdüğünü
söylediler. Oyunculara en yakın hakem olan Yardımcı ise maçın kötülerinden
Tolga Özkalfa’yı uyararak Melo’nun atılmasını sağladı. Sonrasında ise Melo’nun
tükürmediğine dair yeminleri izledik. Oyuncular maç içerisinde gerek yorgunluk
gerekse olayın sıcağıyla bu tip tükürme vs. yanlış şeylere başvurabiliyorlar. Dünyanın
en efendi denebilecek oyuncuları bile bu konuda sabıkalıdırlar. Messi, Reijkard
gibi. Ancak Meiereles konusunda maçtan günler sonra bile açıklama yapan
Galatasaray ikinci başkanı ve bilumum yöneticileri. Kendi oyuncularının başına
aynı şey gelince aradan geçen bu 3 güne karşın hala sessiz kalmaları garip
geldi. Ne demişti kulübünün kanalına çıkıp da hatırlayalım. “Bu olaylar kırmızıçizgiyi
aştı. Kimse marka değerinden filan bahsetmesin benim oyuncum böyle bir şey yapsa
başkanı olarak bir dakika takımda tutmam. Hatta takım otobüsüne bile almam eve
taksiyle döner.” Demişti. Kısmete bakın ki henüz Meireles’n itirazı yeni
sonuçlanmış ve tahkim kurulu oyuncunun bilinçli bir şekilde hakeme
tükürmediğine tükürük benzeri sıvının ağzından çıktığı sırada konuşmaya devam
ettiğini ve fizik kuralları gereği hem tükürüp hem de konuşmak mümkün
olmadığını belirterek cezasının tükürmeden değil sportmenliğe aykırı hareket
olarak değerlendirmeleri gerektiğine karar vermişlerdi. Melo’nun da benzer bir
durumu söz konusu henüz ortada kanıtlanmış bir tükürük yok. Belki PFDK veya
Tahkim yine tükürme yok sadece dudaklar tükürme şeklini almış ancak havanın
yağışlı olması sebebiyle sıvı transferinin gerçekleşip gerçekleşmediği belli
olmuyor şeklinde bir karar verebilir. Ancak Meireles’in tükürmediği Tahkim
tarafından kanıtlanmışken açıklamalar yapan MHK başkanı acaba hala neden bir
şeyler söyleme gereği duymamış.
Şike davası ve o dava
sırasında halkın gözünde cezalandırılan Fenerbahçe’nin Federasyon tarafından
tatmin edici bir ceza almamasından dolayı insanlar Fenerbahçe’ye farklı gözle
baktığının farkındayım ancak bu durum başka bir hal almaya başladı. Ceza vermesi
gerekenlerin vermedikleri( yada gerek görmedikleri) cezaları, ceza vermeye
hakkı olmayanların kesmeye çalışması cezayı hak edenin ettiğini bulmasını
sağlamadığı gibi ceza verme yada ceza kesme hakkı olmayanların kendilerince
ceza kesmeye çalışmaları cezayı hak edenler arasına girmelerinden başka bir işe
yaramıyor.
O verilmeyen cezalar
sebebiyle Trabzonspor’un psikolojik olarak ne hallere geldiği ortada. Eğer ortada
haksızlık olduğunu düşünüyorsanız adaleti kendiniz sağlamaya çalışmak yerine
adalet sağlaması gereken kişinin yerine geçmeye çalışmak daha doğru bir
yaklaşım olur. Federasyon başkanı seçimi süresince hiçbir aday çıkarmayan yada
çıkan adaylara doğru düzgün bir destek vermeyenlerin şimdi konuşmaları ne kadar
mantıklı.
Haftaya kısa olarak
bakacak olursak eğer:
Fenerbahçe ligde ki
20. Maçında 2.deplasman galibiyetini alarak ne kadar büyük bir şampiyonluk
adayı!! Olduğunu gösterdi.
Ligin iyi
takımlarından Karabük evinde Kasımpaşa’ya 0-3 yenilerek haftanın sürprizine
imza attı diyebiliriz. Sanırım Afrika kupasına giden oyuncularını arıyorlar.
Shota ise pek güven vermeden başladığı Kasımpaşa’da iyi skorlar almaya başladı.
İBB Carvalhal yerine
gelen Bülent Korkmaz ile hoca değişikliğinin nelere yarar gerektiğinin örneği
oldular. Evlerinde galibiyeti olmayan bir takımken ligin iyilerinden Bursaspor’u
4-1 gibi bir skorla geçen bir takım oldular. Bu sonuç sonrası istifa eden
Ertuğrul Sağlam’ın doğru karar verdiğini düşünüyorum. İyi bir takımla yine
kariyeri yükselişe geçecektir.
Akhisar Ankara
deplasmanında da kaybederek artık ikinci ligi düşünme vakti geldiğini
gösterdiler. Üstelik rakipleri Elazığ ve Mersin toparlanmaya başlamışken işleri
epey zor.
İlk yarının flaş
ekibi Antalya Kayseri deplasmanında 2-0 kaybederken özellikle Tita’yı çok
aradılar. İlk yarıda ki havalarını yakalamaları zor ancak vasat geçirecekleri
bir ikinci yarı bile onları üzmez. Kayseri ise istikrarsız bir şekilde kazanıp
kaybetmeye devam ediyor.
Elazığ geçen hafta az
daha Fenerbahçe’ye yapacağının bu hafta Trabzonspor’a yaptı. Trabzonspor
maçında başında kaçırdıklarının atsa bugün hoca hala takımının başında olurdu. Ancak
kadro olarak inanılmaz bir şişkinlik ve israf söz konusu. Ancak bu skora rağmen
Elazığ hala düşmeye en yakın ikinci takım olmayı sürdürüyor.
İkinci yarının tatsız
takımlarından birisi de Sivasspor bu haftada deplasmanda Mersin’e kaybetti. Üstelik
rakiplerinin en önemli oyuncusu Nobre cezalıydı. Mersin ise kadrosunun hakkını
vermeye çalışıyor. Ancak işleri epey zor.
Haftanın son maçında
ise Ordu deplasmanda Eskişehir’e kaybetti. Maçta iki kırmızı kart gören Ordu
Aleyhine iki tanede penaltı çalındı ancak golü 87’de ki ikinci penaltı ile
yemeleri moral bozucu oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder