Dün ne yazdıysak
içimizden ne geçtiyse gerçekleşti çok şükür. Maçta beklediğim kadrodan 2
değişiklik vardı. Sol bekte Hasan Ali yerine Caner ve önünde Alper yerine
Volkan ŞEN ile başladı Pereira, çok önemli değil hatta daha iyi bile oldu. Ama
RVP'ye dokunsaydı eminim sonuç farklı olurdu.
Maça biraz tedirgin
başladık ancak bunda ki amaç biraz rakibi tartmaktı. Nitekim ilk ve ikinci
yarının ilk 10 dakikasını çıkarırsak oyunun oynandığı bölgenin yüzde 80
oranında rakip saha olduğunu görürüz. Bunda Topal ve Ozan ve De Souza'nın
savunmadan seken bütün topları topladığını düşünürsek atak devamlılığını
sağlanması açısından üçü de görevlerini mükemmel yaptılar.
İleride oynayan Nani
top tutma ve top taşıma da çok mahir olsa da bitiricilik konusunda o kadar iyi
değildi. Volkan ŞEN ise en aktif maçlarından bir tanesini oynadı. Gol atmadı,
asist yapmadı ama savunmanın bütün ayarlarını bozan adamdı. Robin Van Persie
ise tek kelime ile klastı. Özellikle Fernandao oyuna girdikten sonra görüldü ki
arada çok büyük bir klas farkı var. Ayağına topun yakışması herkesten farklı
düşünebiliyor olması kısacası adam klastı.
Dün ki maçta
oynayanlar için bunca methiyeler dizmeme rağmen hala maçın asıl kahramanı olan
iki adama gelemedim. Takımın sağ bek ve sol bek mevkilerinde oynayan iki adamın
bu denli maça hükmetmeleri pek sık görülen bir şey değildir. İlk yarıda Gökhan
rakibin sol tarafını o denli felç etti ki bir ara sol bek oynayan
Denisov(Rakitic'e çok benziyor :) onu durdurmayı geçtim takip etmekten bitap
düştü. İlk golde de attığı çalım ve kalabalığa kestiği orta mükemmeldi. Diğer
kanat oyuncumuz Caner ise maç boyu yaptığı bindirmeleri ikinci yarıda öyle bir
seviyeye çıkardı ki ikinci yarıda sol kanadı otoban yaptı. Hele ki ikinci golü
hazırlayışı var ki değme 10 numaralar o paslaşmaları yapamazdı. İkisinin de
sözleşmeleri bu sezon sonu bitiyor. Acaba Avrupa devleri bir çengel atar mı
diye korkmuyor değilim.
Bu maçta bitiricilik
rolünde De Souza vardı ama sonra ki maçta kim olur bilinmez. Bu takım bu şekilde
oynadıktan sonra yenilse de kimseye koymaz. Gökhan'ın maç sonrasında dediği
gibi "Ben soyunma odasına giderken cebimde hiç bir şey kalmıyor, neyim
varsa sahada bırakıyorum." bu cümleyi kurabildikten sonra bu takıma kimse
tepki vermez.
Son söz Pereira'ya
Olympiacos'tan neden ayrıldı bilmiyorum. Yada Porto ile neden devam etmediğini.
Ama bu takımda bir şeyler başarmaya doğru gidiyor. İlk yarının sonunda takımlar
tünele giderken bütün stat Pereira diye inliyordu. Bu uzun süredir gerçekleşmiş
bir şey değildir. Değerini bilmek gerek. RVP'NİN oyuncu değişikliğinin taraftar
olarak yanlış görsem de hocanın gözünde %100 doğru bir karardır. Maçta
istediğin sonucu almışsın hem yedek kulübesinde ki forvetini küstürmemek hem de
formda bir RVP'yi dikkatli kullanmak zorundasın çünkü elinde başka forvet yok.
İkinci maçtan
nerdeyse eminim. Bu tur bitti artık önümüzde ki maçlara bakalım. Hatta rövanşta
RVP değil Fernandao oynamalı asları yormayalım :D
Maçtan sonra bir Rus
futbolcunun formasının altına giydiği Putin tişörtünü bizim takımda kiler yapsa
UEFA ceza vermek için götünü yırtardı. Ceza alır mı bilmem ama "O RUS
ÇOCUĞUNUN" içinde ki tişörtü gösterememesini sağladıkları için ayrıca
teşekkür ederim. İçine giydikleri içlerinde patlasın.
Bu arada Avrupa
maçlarında Milli marşlar okunmaz ama taraftarlarımız ilk düdükten önce İstiklal
marşını okumaları çok hoşuma gitti.