31 Aralık 2013 Salı

TAHMİN LİGİNİN İLK YARI DEĞERLENDİRMESİ

Geçtiğimiz hafta sonu oynanan maçlarla beraber Türkiye ligine devre arası verildi. Ben bu ilk yarı boyunca yaptığımız tahminleri ve sonuçları değerlendirmek istedim...
  
  •  Tahmin liginin ilk yarısında en çok haftanın en iyisi olan isimler 7(yedi) tahmin ligi haftasını en önde bitiren Mümin ve Onur oldu. Bu isimleri 5(beş) hafta birinciliği ile Mustafa ve Mesud abim takip ediyor. Sıralamanın devamı ise 3(üç) hafta birinciliği ile Haknur ve Nezih abi, 2(iki) hafta liderliği ile Mücahid ve 1(bir) hafta liderliği ile Melik abim şeklinde. Yani hafta liderliği yaşamamış kimse yok. Ayrıca birden fazla kişinin en yüksek puan topladığı haftalarda iki isim için de hafta liderliği olarak işlendi. Yani bir haftanın birden fazla lideri olabilir.
  • İki puan değerinde ki sürprizlere  bakacak olursak en çok sürpriz bilen isim 8(sekiz) sürpriz ile Mümin oldu( yani ben:). İkinci sırada ise 7(yedi) sürpriz bilen Mesud abim oldu. Ayrıca Onur'un 5(beş), Mustafa ve Melik Abim 4(dört)er, Haknur 3(üç) ve Mücahid 2(iki) sürpriz bildiler. Sadece Nezih abi sürpriz bilemeyen isim oldu. Kendisini tebrik ederiz :) unutmadan Nezih abinin bir hafta sonra aramıza katıldığını hatırlatmak lazım.
  • Avrupa Kupalarıyla beraber 21 tahmin haftasını geride bıraktık. Toplamda ilk hafta sonunda oluşan puan durumundan bu yana liderlik koltuğu hep Mümin'de kaldı. Yine 5.haftada ikincilik koltuğunu alan Onur son haftaya kadar bunu muhafaza etti. Ancak 1 hafta ara verdikten sonra yine geri aldı. Bu 21 hafta boyunca Mücahid 9(dokuz) hafta boyunca Melik abim ise 10(on) hafta son sırada yer aldı.
  •  İkinci yarıyla birlikte Uefa ve Şampiyonlar ligini kimin kazanacağı ile ilgili tahminlerimiz olacak bu tahminler 3 puan değerinde olacak doğru tahmini 1 kişi bilmesi durumunda bu rakam 5'e çıkacak.

HAFTANIN ARDINDAN



Malum yeni yıl saçmalığı öncesi liglere ara verildi. Son hafta maçları oynanan Türkiye ligine ve hafta sonunda ki diğer göz attığım maçlara kısaca bakalım.

Haftanın açılışını Beşiktaş Ankara'da Gençlerbirliği ile yaptı. Geçen hafta zayıf Elazığ'ı rahat geçen Beşiktaş bu hafta rakibine tek golle mağlup oldu. Sene başından bu yana en çok dillendirilen eleştiri istikrarsız sonuçlar aldıkları yönündeydi, hiç de haksız değiller. Maç öncesi fikrim ise Mehmet ÖZDİLEK'in takımlarının Beşiktaş'a karşı başarılı olamayışı üzerineydi. Üstelik istikrarsız kelimesinin bu sezon Beşiktaş'tan sonra en çok yakıştığı takım Gençlerbirliği'dir. Maçı izleyemedim ancak özetlerine bakacak olursak Beşiktaş'ın kötü bir gününe denk gelmiş olacak ne etkili atakları ne de tehlike oluşturacak uzaktan şutları vardı. Sadece Olcay'ın uyanıklık yapıp baraj kurulmadan gol atma hevesiyle vurduğu bir top var onda da hakemin oyuncuya sormadan baraj kurdurma hevesi ne kadar yanlışsa düdükten önce topa vurduğu için golü iptal etmesi o kadar doğruydu. Sonuç olarak Beşiktaş için lig şampiyonluğu treni kaçmış gözüküyor. Ancak lig ikinciliğinin bu kadar değerli olduğu başka bir sezon daha olmamıştı. Şampiyonlar ligine direkt katılım için hala şansları var.

Akşamın diğer maçı ise Kasımpaşa ile Akhisar arasındaydı. İlk yarının bu son maçına kadar deplasmanlarda gol bile atamayan Akhisar lig 2.si Kasımpaşa'ya 4 tane gol atmayı başardı. Üstelik bir de penaltı kaçırdılar. Kasımpaşa'nın dengesi tıpkı Beşiktaş'ın Galatasaray maçı sonrası olduğu gibi Beşiktaş maçından sonra bozuldu. Önce Rize deplasmanında kötü oyunla 1 puan aldı. Bu hafta ise evinde 4 gollü bir mağlubiyet aldı. Devre arası Kasımpaşa'ya iyi gelecek. Akhisar ise Hamza hocanın milli takımı da çalıştırmasıyla bir duraklama dönemine girmişti. Ancak geçen hafta Sivas ve bu hafta Kasımpaşa önünde ki galibiyetle tekrar yükselişe geçtiklerini söylemek mümkün. Ligin fiyat/performans açısından en etkili takımı tebrikten öte elden ne gelir.

Kasımpaşa'ya formsuz derken Rize'ye ne demek lazım bilmiyorum. Tam 12 maçtır ligde kazanamıyorlar. Üstelik bu 12 maçta sadece 3 beraberlikleri var. Onlar da ligin tepesinde ki Galatasaray, Beşiktaş ve Kasımpaşa'ya karşı. Sene başında Rıza hocadan çok umutluydum. Ancak yeni bir takım kurdular başlarda iyi giderken birden tepe taklak oldular. Bunda şüphesiz Rıza hocanın sürekli basın önünde oyuncularını eleştirmesinin de payı büyük. Bu hafta yine kendileri gibi zor durumda ki Elazığ deplasmanındaydılar. 6 puan değerinde ki mücadeleden ev sahibi Elazığ tek golle 3 puanı aldı. Okan BURUK çok beğendiğim bir karakterdir. Ancak hocalık kariyeri pek istediği gibi başlamamıştı. Yine de önce Antalya'yı sonra kupada Karabük'ü ve son olarak da bu hafta Elazığ'ı yendiler. İşleri yine de zor rakipleri arasında ki kadro kalitesi en düşük takım yine onlar. Ancak alınan bu galibiyet takımın umutlarını bir nebze de olsa artırmıştır.

Haftanın beklentisi yüksek ancak en tatsız maçını Gaziantep ile Bursa oynadı. Maç Bursa'ya daha yakındı ancak gol yollarında ki sıkıntı sürüyor. Antep kötü oynadığı maçta 85'te Cenk'in kafası direkten dönmese 3 puanı alabilirdi. Yine de bu kötü oynadıkları gerçeğini değiştirmezdi.
Kayseri takımlarının İstanbul takımlarıyla oynadıkları haftada ilk maç Erciyes ile Galatasaray arasındaydı. Galatasaray o kadar rahat bir galibiyet aldı ki benim gibi Hikmet KARAMAN'dan ilk maç beklentisi olanlar hayal kırıklığına uğramıştır. Sneijder attığı golle klasını bir kez daha gösterirken onu tutması gereken savunma oyuncusunun 50 metreden gelen topu ıskalaması niye takımı son sıralarda sorusunun en güzel cevabıdır. Burak bütün haklı ve haksız eleştirilere rağmen atmaya devam ediyor. Drogba'da da Fenerbahçe'de ki Kuyt benzeri bir yılgınlık var. Dinlenmesi iyi gelebilir devre arası en çok bu ikisine yarayacaktır.
Yeni hoca gazının beklendiği bir başka takım da Konyaspor'du. Uğur hocanın yerine gelen Mesut BAKKAL evinde ligin en az gol yiyen takımı Eskişehir'e 4 gollü bir mağlubiyet yaşattı. Erdal KILIÇARSLAN attığı iki golle öne çıktı. Kendisini bildim bileli bu takımdadır. Daha önceden Gaziantep'te oynuyordu. Hayal mayal o dönemini de hatırlıyorum sanki. Eskişehir transfer döneminin en gözde kulübü zamanında imza attıramadıkları Tarık şimdi istediği takıma transfer olacak diye çirkeflik yapıyorlar. Madem bu kadar değerliydi zamanında imza attıracaktın. Adam milli takıma seçilmiş 3 senedir takımında hala iyi mi kötü mü değerlendiremiyorsan böyle kuyruğuna basılmış kedi gibi bağırırsın ancak. Müstahaktır. Bursaspor gibi forvet sorunu yaşayan Eskişehir'in en büyük farkı elinde çok değerli isimler var ancak faydalanamıyorlar. Necati, Kamara, Bienvenü, Erkan Zengin, Erman, Tello gibi isimler hücum hattı için yeterli duruyor.
Sivas evinde geçen haftanın flaş takımı Karabük'ü 3-1 yenerek rakibinin 10 maçlık mağlup olmama serisine son verdi. Da Costa savunma oyuncusu olmasına karşın ilk yarıda attığı 6 golle defans oyuncularının en golcüsü durumunda. Bu maçta 2 gol attı. Ama asıl Eskişehir maçında attığı gol enfesti. Karabük ise sert bir takım ancak olgunluk diye tanımlayacağımız oyundan uzak. Dirençli, istekli ancak telaşlı oynayan bir takım. Geçen hafta Fenerbahçe'yi kötü gününde yakalamış hatta öyle kötü oynamaya Fenerbahçe'yi zorlamıştı ancak bu hafta defansta kötü ötesi hatalar yaptılar. Burhan EŞER'i bilenler Gençlerbirliği'nden o kadar eskisini bilmeyenler ise geçen sene Mersin'den hatırlayacaklardır. Teknik ve akıllı bir oyuncu ancak sorunlu olduğu sürekli söylenir. Ancak Carlos sonrasında öyle iyi maçlar çıkarıyor ki maçın başında oynadığı oyunla bu maçta mutlaka bir tane atacaktır dedirtiyor. Zaten teknik olarak pek çok oyuncudan iyi şimdilerde buna fiziki özelliklerini de katmayı başarmış. Umarım böyle devam eder.
Trabzonspor kötü yönetiliyor bu tartışmasız bir gerçek. Hocası gereksiz bir kırmızı gören oyuncusunu eleştirip ceza vermekten bahsederken başkan oyuncuya ödül gibi erkenden izin verip ülkesine yollayabiliyor. Hocası tribünden küfür yiyen oyuncusuna sahip çıkarken başkan bir daha bu formayı giyemez diyebiliyor. Örnekleri çoğaltmak mümkün ancak gerek yok. Antalya maçta harika bir golle öne geçti. Zeki'nin vurduğu top öyle bir yere gitti ki Onur gibi bir kaleci bile bir şey yapamadı. Ancak sonrasında gelen penaltı ile maç tekrar dengeye geldi. İkinci yarıda Emre'nin attığı gol ise kendisi adına bir şans ancak ne kadar ilerleyeceğini kestirmek zor değil. Çok ileri gidebileceğini düşünmüyorum.
İlk yarının son maçı ise Fenerbahçe ile Kayseri arasındaydı. İlk yarıda Webo yerine Emenike ile başlayan en sahibi golü bir türlü bulamadı ancak etkili bir oyun oynadı. Karşılığında ise Kayseri'nin çok etkili bir oyunu yoktu. Ancak Emenike düzenli oynamaya başladığından bu yana Kuyt ve Caner'in oyunlarında bir sıkıntı oluyor. Çünkü Kuyt'ın pas alışverişi yapamadığı Emenike ile oynaması kişisel becerisiyle çok zor. Caner içinde benzer şeyler geçerli Emenike ileride bir pas istasyonu olmadığı için Caner bindirme yapmak için yeterli zamanı bulamadan ya top kaybı yaşanıyor yada Emenike şut veya kötü bir pasla atağı noktalıyor. Ancak arkasında Emre Meireles ve Topal gibi isimler olacak ki ne kadar top kaybı yapsa da telafi edip servis yapılsın. Ancak Baroni veya Alper gibi savruk isimler bu baskıyı oluşturmada diğer isimler kadar mahir değiller. Yada Baroni Emenike yerine pas istasyonu olamadığı için sorun oluşabiliyor. Seneye Avrupa'ya gidemeyecek bir takım için büyük bir maliyet ancak Diego ismi şu takım için harika ötesi olur. Kayseri için ise fazla söze gerek yok. Bu yapılarıyla küme düşmenin en büyük adayı olurlar. Ancak görünen o ki bir şeyleri değiştirmeyi düşünüyor olacaklar ki Jaja, Cleyton ve bir kaç işe yaramaz isimle yolları ayırdılar. Geçen sene harika işler yapan Ceyhun GÜLSELAM'ı tekrar almaları imkansıza yakın o yüzden Bekir Ozan gibi Hürriyet gibi sert ve defansif yönü olan oyuncular bulmalılar. Bursa'dan Bellushi harika olurdu. 

Bir de Caner'in golü harikaydı. Top önünde sekerken vurma diye bağırmışım istemsiz, iyi ki vurmuş :)

30 Aralık 2013 Pazartesi

İLK YARININ SON TAHMİN SONUÇLARI

İLK YARI DÜN OYNANAN MAÇLARLA SONA ERDİ.
SON HAFTANIN EN İYİSİ 7 PUANLA ONUR OLDU. ONUR 1 HAFTA ARADAN SONRA YİNE 2.LİK KOLTUĞUNDA, TEBRİK EDERİM...
MESUD ABİ YİNE FENERBAHÇE YÜZÜNDEN 1 PUANDAN OLDU VE HAFTANIN İYİSİ OLMA ŞANSINI VE 2.LİĞİ KAÇIRDI.
HAFTANIN KÖTÜSÜ İSE SADECE 2 PUAN ALABİLEN MUSTAFA ABİM OLDU.
YARIN İLK YARININ TAHMİNLER ANLAMINDA GENEL BİR DEĞERLENDİRMESİNİ YAYINLAYACAĞIM...

25 Aralık 2013 Çarşamba

EFSANE KADRO DEDİĞİN...

BAZI KADROLAR İÇİN EFSANE DERLER HANİ...
2003 YILININ REAL MADRİD KADROSU ŞAMPİYONLAR LİGİ ÇEYREK FİNALİ M.UNİTED MAÇI ÖNCESİ
AYAKTAKİLER: SOLDAN CASİLLAS - HİERO - HELGUERA - FİGO - ZİDANE - GUTİ
OTURANLAR: MAKALELE - SALGADO - R.CARLOS - MC.MANAMAN - RONALDO
BU KADRO YARI FİNALDE JUVE'YE ELENDİ ANCAK ZATEN 1 SENE ÖNCE O KUPAYI ALMIŞLARDI.
KADRODA YER BULAMAYIPTA YEDEK BEKLEYENLER ARASINDA CAMBİASSO, RAUL  VE MORİENTES GİBİ İSİMLER DE VAR. ŞİMDİLERDE JESE GİBİ MORATA GİBİ ÇAYLAKLARDAN MEDET UMDUKLARINI GÖRMEK ÜZÜCÜ...
BU KADRODAN GUTİ, R.CARLOS VE YEDEKLERDEN CONSEİÇAO GİBİ İSİMLERİN YOLU TÜRKİYE'DEN GEÇTİ...

YOKLUĞUNDA...

BAZI FUTBOLCULAR VARDIR DEĞERİNİ ANCAK OYNAMADIĞINDA ANLARSIN...
İLKAY ONLARDAN BİR TANESİ YOKLUĞUNDA DORTMUND LİGE HAVLU ATTI...
İKİNCİ YARIYLA TAKIMA DÖNÜYOR... GÖTZE VE KAGAWA'NIN YERİ DOLMAMIŞKEN,
20 MİLYON AVRO VERİLEN MKYTARYAN DÖKÜLÜYORKEN YOKLUĞU ÇOK HİSSEDİLDİ.
BU ARADA KENDİSİ MİLLİ TAKIM TERCİHİ SEBEBİYLE HİÇ SEVMEM O AYRI...

24 Aralık 2013 Salı

HAFTANIN ARDINDAN



Türkiye ile başlarsak haftanın ilk maçı Rize'de Çaykur ile Kasımpaşa arasında oynandı. İki takımın da 1 penaltı kaçırdığı maç golsüz sona erdi. Rize 1 aydan fazladır galibiyet alamıyor. Kasımpaşa ise hafta boyuncu Türkiye'nin gündeminde kalmanın etkisiyle maça fazla ısınamadı. Donk bir nevi Bilica etkisi oluşturdu. Kasımpaşa dahil herkes onun yaptıklarının nelere sebep olduğunun farkında. Ancak takım yine de beklediğimden iyi gidiyor. Eğer son hafta evinde Akhisar'ı geçebilirlerse ilk yarıyı 2.bitirecekler ki  bu onlar için büyük başarı. Rize için ise sezon başında aldığı haklı övgüyü çabuk tüketti. Rıza hocanın sürekli dar kadrodan şikayet etmesi anlaşılabilir ancak bunu basının önünde yapması şık değil. Özellikle forvet hattında hiç memnun değilim şeklinde ki beyanatları zaten öz güven eksikliği yaşayan Sercan ve Eren'i daha iyi bir oyuncu yapmıyor. Sene başında en iyi transferleri olarak gördüğüm Hurşut'tan bir türlü faydalanamadı. İkinci yarıya iyi hamleler yapmazlarsa işleri hiç kolay değil. Üstelik bu hafta ritmini yavaş yavaş bulan Elazığ deplasmanına gidiyorlar işleri kolay olmayacak.
Cumartesi günü Almanya'da Dortmund evinde H.Berlin ile karşılaştı. B.Münih'in Fas'ta olması sebebiyle maç yapmadığı haftada Leverkusen ve Dortmund kazanarak moral bulmak istiyorlardı. Ancak henüz 7. dakikada Reus ile öne geçmesine rağmen Berlin ilk yarıda attığı 2 golle maçı kazandı. Zaten ligde moralsiz olan Dortmund iyice bunalıma girdi. Artık ilk planları Şampiyonlar liginde ki Zenit maçlarıdır. Leverkusen'de Dortmund'a ayak uydurdu ve evinde Frankfurt'a kaybetti. Milli takımın yeni umudu Hakan ÇALHANOĞLU takımı Hamburg kötü gitse de goller atmaya devam ediyor. Bu hafta da boş geçmedi ve Mainze filelerini havalandırdı. Neden bilinmez bana Yıldıray'ı hatırlatıyor. Oyun stilleri pek benzemese de mevkileri aynı. Olası bir Galatasaray transferi ona maddi olarak büyük kazanç sağlayacaktır. Kariyer anlamında ise Galatasaray en az 5 sene o bölgeye transfer yapmaktan kurtulur.
Türkiye'de ise Beşiktaş bir çuval eksiklere karşın evinde Elazığ'ı 4-1 ile geçti. Elazığ geçen hafta Antalya'yı yenerek ve kupada deplasmanda Karabük'ü geçerek hayat belirtisi göstermesine karşın bu hafta Beşiktaş'ın yedeklerine idman yaptırıp moral kazandırmaktan başka bir şey yapmadılar. Bilica gibi bir kasap hala bu ligde nasıl forma buluyor anlamıyorum. Eğer ihtiyaç önüne gelene tekme atacak kendisine dokunulunca da feryat figan edecek bir isim ise bizim halı maçlarında onlardan çok var. Beşiktaş'a gelince yönetimsel zafiyetler yaşıyorlar. İyi niyetliler belki ama iş bilenleri az. Doğru olanı yapmaya çalışıyorlar belki ancak düzen o kadar yanlış ki doğru tek olunca sorun gibi duruyor. Önder ÖZEN iyi niyetli futbolu da senden benden iyi biliyor. Ancak gerek transferde seçtikleri oyuncular ve bunlardan yararlanması gereken hoca konusunda kafamda soru işaretleri var. Enaramo belki bu seviyenin oyuncu değil ancak bu kadar da etkisiz bir isim değildi hiç faydalanamıyorlar. Sezer ve Toroman mevzusu da çok uzadı ya kes at yada al kadroya ( ben kesip atılması taraftarıyım). Fernandes ve Almedia işi de benzer şekilde çok uzadı. İşleri sorun halletmek olan yöneticiler sadece basına beyanat vermekle meşguller. Oyuna gelince İsmail ve Uğur sol tarafta iyi göründüler ancak istikrarlı olamayacaklarını tahmin etmek için geçmişe bakmak yeterli. Maçta iki gol atan Holosko için ise sadece şu videoya bakmanız yeterli :)
Akşamın son maçında A.Madrid evinde Levante'yi ağırladı. Maçın neredeyse tamamını izledim. Şu kadarını söyleyeyim Allah(c.c)'tan Galatasaray'a kurada A.Madrid çıkmamış. Arda iyi oynadı denemez ancak takıma belli bir güven veriyor. Ancak gol yollarında bu kadar kısır olması hep eksiklik olarak kalacak. Asist veya gol olarak daha fazla katkı vermek zorunda. Maça Levante gol ile başladı sonrası ise tek kale maça döndü. İkinci yarıda geriye düşmesine karşın tekrar sürpriz bir gol bulan Madrid maçı 3-2 kazandı. Bu senenin flaş ismi D.Costa rahatsız bir adam biraz Suarez'i anımsatıyor. Takım arkadaşları tarafından sevilen bir oyuncu ama rakipleri için küfür edilesi bir adam. Yine iki gol attı ve gol krallığında zirvede.
Pazar gününe geldik nihayet İngiltere'de hocasını yollayan Tottenham geriye düşmesine karşın Southamton deplasmanında Adebayor'un 2 golüyle 2-3 kazandılar. Villas Boas Porto'da Uefa Kupasını kazandıktan sonra biraz da Morinho'nun gazıyla önce Chelsea sonrasında ise Porto ile çalıştı iki takımla da devre arasını bile göremedi. Üstelik Tottenham'ın bu sene transfer için harcadığı bütçe 100 milyon avroyu geçiyor. Adebayor bu transferler sonrası kullanılmayan bir isimdi. Boas'ın gitmesiyle forma buldu ve galibiyeti getirdi. Maçta ki turkuaz mavisi formaları da güzelmiş.
İspanya'da Madrid bu hafta Valencia deplasmanındaydı. Ramos'un kırmızı kartını iptal eden federasyon Madrid'i yarışın içinde tutmak için var gücüyle çalışıyor. Ancak işleri hiç kolay değil. Hücum hattında o kadar yoksunlar ki takımın bütün ümitleri kenardan gelecek genç çocuklara bağlı. O kadar parayı bir kanat oyuncusu olan Bale'e verince takıma direk santrafor oynayacak oyuncu alamadılar. Benzema hala patlama yapacak diye bekliyor olamazlar herhalde. Maçı zorda olsa 2-3 kazanan Real Atletico ve Barça'yı takibe devam ediyor.
Türkiye'de ise pazar günü gündüz kuşağında Sergen ilk mağlubiyetini Eskişehir deplasmanında aldı. Özellikle ikinci golden önce ki penaltı kırmızı kart kararı tam Cüneyt ÇAKIR'lık. Adam maç sonrası konuşulmadığı zaman rahatsız oluyor herhalde. Sergen'in bitiş düdüğü sonrası hakeme gidip dert yanması ilginçti. Eskişehir evinde kazanmaya devam ediyor. Ertuğrul hoca gelecek için umutlu elinde genç yetenekler var ancak devre arasında transfer için kapısı en çok çalınacak takımdır. Ne kadar kadroyu koruyabilecekleri gelecekleri için önemli.
Kayseri evinde bu kez de Konya'ya puan verdi. Mesut BAKKAL yönetiminde ilk puanını alan Konya ileri ki haftalar için umudunu korudu. Kadro olarak rakiplerine göre zayıflar ancak neler yapabileceklerini göreceğiz. Kayseri ise bir türlü rayına oturmadı sene başında Bobo ve Nobre'ye güvenmelerinin bedelini ödüyorlar. Gitmek isteyeni tutmak çoğu zaman fayda sağlamıyor. Bobo'da bunun bir örneği.
Fenerbahçe maçına geçmeden önce Gençlerbirliği Antalya maçını yazayım. Gençler enteresan bir takım nerede ne yapacaklarını kestirmek zor. Şifo takımın başına geldikten sonra iki hafta iyi gittikten sonra 3 haftadır sallanıyorlardı. Şimdi ise deplasmanda Antalya'yı yenecek kadar iyi sonuçlarda alabiliyorlar. Sanırım geçen hafta ki Galatasaray beraberliği takıma moral vermiş. Antalya'ya gelirsek Aybaba'da Rıza hoca gibi basına çok konuşuyor ancak takıma bir çizgi kazandırabilmiş değil. Maça başlayan kadroda Baros ve İsaac gibi iki ismi oynatmama lüksüne bile sahipken daha istikrarlı bir oyun bekliyor. Artık bahane üreten değil daha genç isimleri görmek lazım Sergen gibi Okan gibi Tolunay gibi Ertuğrul gibi isimler belki bahanelerden daha fazlasını sunabilirler.
Fenerbahçe maçına gelirsek açık ara en kötü maçımızdı. Geçtiğimiz haftalarda daha kötü oynadığımız bölümler oldu ancak bir maç boyunca kötü oynadığımız başka bir maç hatırlamıyorum. İsim isim kötü oynayanları yazsam anlamsız olur. En kötü oynayanlar ise başta Emenike olmak üzere Alves, Kuyt, Sow ve Baroni bunlardan sadece bir kaçı. Emenike attığı gole rağmen takımı o kadar bozuyor ki bunu görmemek mümkün değil. İkinci yarıda yerini Webo'ya bırakacaktı ki golü atınca Yanal onu çıkaramadı. Ve mağlubiyet geldi. Rakip takımda ise Akpala hem Egemen'e hem de Alves'e büyük üstünlük kurdu. Benzer şekilde adı Galatasaray'la anılan İshak DOĞAN'ı da beğendim. Ancak Galatasaray'a ayak uydurabilir mi hiç sanmıyorum ama büyük konuşmamak lazım.
Haftanın en isimli maçı Galatasaray ile Trabzon ile arasındaydı. Maça iyi başlayan da iyi bitiren de Galatasaray'dı ancak herkesin malumu Onur öyle bir oyun oynadı ki insanın sinirlerinin bozulmaması çok zor. Sneijder'in en az 2 golünü çıkardı. Yetmedi Burak'ın ilk golünde de golü çıkardı ancak seken top Burak'a çarpıp ağlara gitti. Ama gözden kaçan bir şey var ki o da Muslera'nın ikinci yarının başında Henrique'nin kafasını olmayacak bir refleksle çıkarması oldu. Eğer o top gol olsa Galatasaray'ın sinirleri iyice bozulacaktı. Büyük takım kalecisi olmak bu yüzden zor. Hiç top gelmeyen bir maçta bir ters top takımı zor durumda bırakabiliyor. Olcan'ın golünde ise ilk defa çizgi hakemlerin olumlu anlamda bir işe yaradığını gördük. Sabri topu öyle bir noktada çevirmiş ki görmek zordu. Yine doğru kararı tebrik etmek gerek. Bir başka gitmek isteyen ancak gönderilmeyen isimde Trabzon'da Colman benim bildiğim 2 senedir gitmek için var gücüyle çalışıyor ancak bir türlü muvaffak olamadı bakalım bu sene olacak herhalde. Galatasaray evinde çok etkili oynuyor ancak deplasmanlarda sorun devam ediyor. Bu hafta nispeten kolay bir deplasmandalar diyecektim ancak Erciyes yeni hocasıyla puan almak isteyecektir. Yani işler biraz daha zor.
Haftanın son maçları ise dün oynandı. Akhisar evinde Sivas'ı son dakikada geçerken Bursa ise evinde Erciyes'i rahat geçti. Erciyes'te sene başında Fuat ÇAPA'ya çok güvendiler ve onun istediği isimleri transfer ettiler ancak alınan sonuçlar görevinin sonlanmasına sebep oldu. Yerine gelen Hikmet KARAMAN her yönetimin adamıdır. İddialı lafları sever Terim'in küçük versiyonu gibi daha az başarılı ancak daha antipatik olanı. Yine de Erciyes'te bir farklılık oluşturacaktır.
Yazının son maçı ise Arsenal ile Chelsea arasında dün oynanan maçla ilgili olacak. Morinho'nun bir dönem dünyanın en iyi hocası olduğunu düşünüyordum. Ancak Madrid'te ki son senesi ve bu sene işler biraz değişti. Sürekli antipatik olmak zor iştir. Morinho'nun uzun süredir uluslararası bir kupa kazandığı yok. Ama çenesi hiç durmuyor. Yeni diline doladığı konu ise forvetlerinin beceriksizliği kadrosunda Etoo, Torres ve Demba ba gibi isimler bulunan Chelsea hocası bunların şampiyonluk için yetmeyeceğini söylüyor. Torres'in Chelsea ile 1, Etoo'nun Barça ve İnter ile 2 tane şampiyonlar ligi şampiyonluğu var. Eski formlarında olmasalar da bu isimlere yetersiz demek saçmalıktır.
Maça gelirsek ilk yarıyı izledikten sonra Chelsea'nin maçı alacağını düşündüm ancak  bir türlü bitiremediler. İkinci yarıyı ise Arsenal oynadı. Mesut gördüğü sertlik yüzünden çok etkisiz bir maç çıkardı. Girou'nun da çok gol kaçırdığı maç golsüz bitti. Son olarak Rosicky ile ilgili bir şeyle bitirmek istiyorum. Dün sert geçen bir maçta çok aksadı. Bunca senedir niye bu takımda anlamak zor. Acaba Wenger'in onunla ilgili ne gibi bir gelecek beklentisi olabilir ki. Ayrıca yedek kulübesinde Cazorla, Podolski gibi isimler varken herhangi bir değişiklik yapmayan Wenger'i anlamak zor. Takımın puan kaybından memnun olsa gerek.
Ohh Morinho'ya da Wenger'e de giydirdim. Artık rahatça çayımı içebilirim. :D

16.HAFTA TAHMİN SONUÇLARI

BU HAFTA İSTEK ÜZERİNE RENKLERİ BİRAZ DEĞİŞTİRDİK...
HAFTANIN İYİLERİ 7'ŞER PUAN TOPLAYAN BEN VE MESUD ABİM OLDU.
HAFTANIN KÖTÜSÜ İSE 4 PUAN TOPLAYABİLEN MUSTAFA ABİM OLDU.
AMA HAFTANIN OLAYI NEREDEYSE 15 TAHMİN HAFTASI BOYUNCU 2.SIRADA YER ALAN ONUR'UN ALFABETİK OLARAK DA OLSA 2.SIRAYI KAPTIRMASI OLDU.
MESUD ABİM HAFTALARDIR FENERBAHÇE'NİN PUAN KAYBINA TAHMİN YAPARDI BUNUN KARŞILIĞINI İLK KEZ BU HAFTA ALDI :)
ALMANYA VE İSPANYA'DA İLK YARILAR SONA ERDİ. BU HAFTA İÇİ VE SONU İNGİLTERE LİGİ VAR. TÜRKİYE'DE SON HAFTAYA GİRİLİYOR. MAÇ PROGRAMINI YARIN YOLLAYACAĞIM.