25 Eylül 2012 Salı

İKİ SAATİMİ BANA GERİ VERİN



         İki kısır takımın maçı başladığı gibi 0-0 bitti. Sene başından bu yana sanatçı ayak eksikliğini hisseden, Sow hariç direk santraforu olmayan Alex’siz oynamak isteyen ama onun dışında da ayağına top yakışan oyuncusu olmayan Fenerbahçe ile, iki sene evvel ki averajla şampiyon olamayan kadrodan hiç kimsenin olmadığı bir kadroyla sahaya çıkan ve kariyerinde 15’ten fazla gol attığı sezon bulunmayan oyuncularla sahaya çıkan Trabzonspor’un maçının golsüz bitmesi herhalde kimseye sürpriz olmamıştır. Ama başından bu skor ve bu kalitesiz mücadele olacağını söyleselerdi emin olun izlemezdim maçı. 2 saatimi buna ayıracağıma oğlumla oynardım. Verin bana iki saatimi geri.

      Maç akarken son günlerde herkesin dillendirdiği üzere Fenerbahçe dakikalar ilerledikçe fizik olarak o kadar ezildi ki Olcan özel günlerinden birinde olmasa Kadıköy’den Trabzon elini kolunu sallayarak çıkardı. Dakikalar geçerken aklıma takılan bir diğer soru da bu sefer Aykut hoca ne bahane bulacaktı. Öyle ki her maçtan sonra gerek hakem gerek üstünde oluşan baskıdan şikayet eden Aykut Bey bu kez de 1 veya 1,5 aylık bir süreç talep etmiş. Zor da olsa Avrupa’da da gruplardan çıkmayı taahhüt etmiş. İyi de o 1 ve 2 aylık sürede böyle geçerse takımın bir şansı kalmayacak ki. Takım daha 5 hafta da fizik olarak bu kadar gerideyse nasıl ileriki haftalarda nasıl daha iyi olabilir. Bu yüklemeler neden daha erken yapılmaz ki. Fener 2 senedir evinde maç kaybetmiyor. Ve hocası maç kaybetmeye ilk defa bu kadar yaklaştık diyor. O zaman severek ayrılmanın da vakti gelmiştir belki. Geçen seneden bu yana kendini geliştiren hiçbir oyuncu yok. Bu bile koşu istatistiklerinden daha değerli bir veridir.

   Yorumum yanlış anlaşılmasın Aykut Hoca’nın kulüpten ayrılsın diye bir düşüncem yok ama konumu tekrar İdari Menajer olarak revize edilip yerine gelecek vaat eden bir hoca gelebilir. Hatta fazla yerel olacak belki ama Kasımpaşa’nın yerine herhalde Morinho geleceği için yol verdiği Metin Diyadin bile düşünülebilir. Ama parayı verip de o koltuklarda oturma hakları yöneticilerde olduğuna göre daha uzun süre böyle hayaller kurmamalıyız. Son bir öneri daha Orduspor’u çalıştıran H.Cuper’i getirip de takımın başına koyabilecek yönetim istiyorum. Sivas’ın Antep’in yabancı stoperlerini almak için servetler ödeyenler kariyerinde Şampiyonlar ligi finali oynamış bir Hoca’yı niye düşünmezler anlamak zor.

HAFTA İÇİ UYDUDA MAÇ YAYINLARI


21 Eylül 2012 Cuma

UYDU'DA MAÇ. KEYFİ


5.HAFTA OLDU HENÜZ RADYODAN MAÇ YAYINI OLMAMASI AĞLANASI BİR DURUM
SENELİK 2,5 MİLYON AVRO İSTEYEN TFF'YE DE "SELAM" OLSUN

5.HAFTANIN TAHMİNLERİ

GEÇEN HAFTA SÜRPRİZ OLMADIĞINDAN DOLAYI BÜTÜN TAHMİNLERİM TUTTU. DARISI BU HAFTANIN BAŞINA :)

KOCAMAN KORKULAR



           Bu maç ile ilgili yazacak onca şey var ki. O son saniye golü olmasa belki çok önemli bir galibiyetti bu skor bizi gruplardan çıkarır diyecektim. Ama Aykut Kocaman öyle bir korkak ki takımı resmen sabote etti. 82. Dakikaya evinizde 2-0 önde girip de bu maçı berabere bitiriyorsan adınız Korkak olarak kalır. Skor avantajını yakalarken de ahım şahım bir top oynamadık ama bir şekilde tabela yaptık ama sonrası tamamen korkaklık. Tebrikler Kocaman tebrikler Aziz Yıldırım. Övünün eserinizle… 
           Maçı anlatan Murat Kosova’da ne saçmaladı öyle. Bir yorum yapmada maç anlat be adam. Banane  Sow hangi oyuncuyla bilmem hangi takımda beraber oynamış. Neyse canım sıkkın sataşacak adam arıyorum.
Hayırlı Cumalar

20 Eylül 2012 Perşembe

FENERBAHÇE MARSİLYA MAÇI ÖNCESİ



       İlk olarak şunu söyleyeyim ki maç öncesi aklımdan ilk geçen şey beraberlik iyi skor. Bu tip grup statüsünde oynanan maçlarda hele ki evinde başlıyorsan yenilmemek çok önemli. Deplasman takımının kazanması durumunda onu bir daha yakalaman pek kolay olmuyor. O yüzden takımda da eksik sayısı oldukça fazla iken berabere kalmak grubun geri kalan fikstürü için çok kötü olmayan bir sonuç olur. Ayrıca bu kadar formada ve grubun favorisi durumunda ki Marsilya’dan bir puan almak daha da önemlisi ona 3 puan kaptırmamış olunur. Kadroya bir tahmin yapacak olursak.

VOLKAN

GÖKHAN BEKİR YOBO HASAN ALİ

TOPUZ TOPAL MEİRELES STOCH(BARONİ)

ALEX

SOW

      11 ile çıkmasını bekliyorum. Ancak klasik Aykut hoca davranışı olan 1 veya 2 değişiklik olması muhtemel. Egemen’in oynayamayacak olması benim için kötü bir durum değil. Sol ayaklı stoper olarak sol içte oynamak zorunda olan Egemen yüzünden geldiğinden bu yana sol iç stoper oynayan Yobo sağ iç stopere kayması ve eski formunu bulamamasına sebep oluyordu. Ancak bu bölgede Bekir olunca Yobo eski ve alışkın oynadığı bölgeye geçmiş oluyor. Eğer Bekir saçma bir hata yapmazsa rakip forvet Gignac’ı tutmakta çok zorlanmaz. Sol bekte Hasan Ali her gün üstüne koyarak devam ediyor. Önünde kim oynamalı bu çok ciddi bir soru. Krasic varken o oynar ama yokluğunda Caner mi Stoch mu hala kesin bir kararım yok. Stoch hücum anlamında daha skorer gibi görünse de bunu çok istikrarsız olarak ortaya koyabiliyor. Caner ise güçlü mücadeleci ama bir o kadar savruk sürpriz yumurta misali ne çıkacağı belli olmuyor. Göbekte ise son maçların formda ismi Topal’ın iyileşmesi iyi bir haber. Ben Aykut Hoca olsam bugün Alex’i değil o bölgede Meireles’i düşünür arkaya Topal ve Baroni’den güçlü tutardım. Forvette ise artık Semih değil hiç değilse bir sene daha faydalanmak zorunda kaldığımız Bienvenü yedek beklemeli. Tekrar söyleyeyim akşam galibiyet büyük sürpriz olur ve Fener’i gruplardan çıkarır. Ama beraberlik iyi sonuçtur. Bakalım hayırlısı…

       Maçı Star Tv’den 20:00 den itibaren izleyebilirsiniz.

ŞEREFSİZ BİR HAKEM VE KARAKTERSİZ BİR UEFA



        Dün Galatasaray beklediğime yakın bir oyun oynadı. Hem Hamit’in hem de Selçuk’un birer pozisyonunda gol diye ayağa kalktım ama top kaleye girmedi, girmek istemedi. Maça beklenenin aksine Umut Burak ikilisi ile başlayan Terim bunun faydasını henüz 1.dakikada görmek üzere iken hakemin adiliğine tosladı. Umut tıpkı Süper Kupa maçında Fener’e karşı kazanılan penaltıya benzeyen pozisyonda bu kez çok net bir şekilde ve çizgi hakeminin gözü önünde Evans Umut’un arkadan bileğine bastı. Ama hakem bu net penaltıyı veremedi. Galatasaray belki de maça 1-0 önde başlayacak ve daha özgüvenli oynayacaktı. Sonrasında ise basit bir ver kaçla yenilen gol moralleri bozdu. Maç içerisinde net herhangi bir olasılığa mahal vermeyecek şekilde penaltı olan iki takım adına da 4 penaltıyı es geçen bu hakemin nasıl bu seviyede maç yönettiğini açıklayabilecek bir kurum yoktur herhalde. Umut’un maçın başında 1 Aydın’ın maçın sonunda 1 olmak üzere net iki penaltımız var. Ayrıca Hamit önü açık şekilde kaleye giderken Carrick’in arkadan gelip sağ bacağına yaptığı müdahaleye de devam diyen bir hakem rezaletten öte bir maç yönetti. Keza United tarafında da penaltı sonrası Valencia’ya yapılan yine çizgi hakeminin gözü önünde ki pozisyona devam diyen hakem tam bir felaketti. Burak ile hızlı hücuma çıktığımız pozisyonun öncesinde de net bir penaltıyı veremedi.
       Bütün bunları AZtv’den izledikten sonra Ntvspor’u açtım yorumları dinlemek ve Mehmet Demirkol’un hakeme ayar vermesiyle içimde ki duygulara tercüman olacak diye ancak Demirkol suratında yavşak bir gülümsemeyle hakem çok kötüydü bu pozisyonlarda nasıl düdük çalmadı hayret doğrusu gibi yumuşak laflarla iyice beni çileden çıkardı. Hiç sevmem ama millet Erman Toroğlu’nu Ahmet Çakar’ı işte bu sebepten izliyor. Maç sonrası taraftar gibi duygularıyla biraz da fazlaca abartarak tepki koyduklarından Demirkol’dan onlar gibi olmasını istemiyorum ama hiç değilse gülümseyerek değil daha kızgın bir surat ifadesiyle ve geniş olduğuna emin olduğum kelime dağarcığından pek duymadıklarımız ama konuya en uygun kelimelerle yorumlaması. Yoksa bu züppe tavrının katkısıyla hiçbir zaman o samimiyet ile yorum yapan Rıdvan ve Metin Tekin ayarında görülmeyecek.  Maçtan önce ki yazımda Hamit’in tecrübesi ile takıma katkı sağlayacağını yazmıştım. Dün maçın en iyisiydi. Topa aldı. Şut çekti. Pas attı. Yapılması gereken ne varsa yaptı. Biraz kısmeti olsaydı harika serbest vuruş organizasyonunda vurduğu top direğe vurmaz içeri girerdi. 
        Maçın en etkisiz ismi Amrabat gibi duruyordu. Bir topu direkten dönse de maçın 5-10 dakikası hariç oyunda özellikle topsuz oyunda hiç yoktu. Umut’un şansız sakatlığı olmasa maçın hikayesi çok daha farklı olabilirdi. Yerine giren Elmander çalışkan olsa da Umut kadar gol bölgesinde hareketli değildi. Burak maç boyu yokları oynadıktan ve de gereksiz bir penaltı yaptırdıktan sonra yakaladığı tek pozisyonda da topu kalecinin üzerine vurdu. Bu mağlubiyet kötü de olsa oynanan oyun anlamında izleyen herkese Umut aşıladı. Şimdi sonraki maçı düşünmenin zamanı geldi. Önümüzde İstanbul’da Braga’yı konuk edecek. Evinde Cluj’a 0-2 ile kaybeden Braga’nın grupta var olmak adına mutlak puan alması gereken bir maç. Deplasmanlar da evlerinde oynadıklarından daha iyi oynayan Braga tehlikeli bir rakip. Ancak taraftar ve atmosfer sürpriz yapmalarına bir şekilde engel olacaktır. Cluj ile United arasında ki maçta grubun olası resmi hakkında ciddi ipuçları verir. Ülke puanı için her maça var gücüyle asılmak gerekir.
        Başlıkta ki karaktersiz Uefa lafı ise başka bir sebepten. Uefa en son sayısız şehit verdiğimiz terör olayları sırasında hem milli takım hem Fenerbahçe hem de daha önce Avrupa’da oynamış sayısız takımımıza sportif bir olay değil diyerek siyah bantla maça çıkma isteğine karşı çıkmış ve izin vermemişti. Ancak dün M.United iki tane polis geberdi diye koluna siyah bant takmak istemiş ve bu talebi Uefa tarafından hemen kabul edilmiş. O yüzden dün kollarında siyah bantları vardı. Bu karaktersizlik örneği sebebiyle Uefa’nın da ne kadar kişilik yoksunu bir adalet mercii olduğu ortaya çıkmıştır.

18 Eylül 2012 Salı

ŞAMPİYONLAR LİGİ BAŞLIYOR



       Her şeyden önce yarın ki Galatasaray maçını uydu üzerinden AZ Tv aracılığıyla izlememizi sağlayacağı için Azerbaycan kanalına teşekkürü bir borç bilirim.

      Bugün Şampiyonlar ligi başlıyor. Günün maçlarından tek dikkat çekeni grubunun iki favorisini karşı karşıya getiren Real Madrid ve M.City arasında ki mücadele. Ntv’den 21:45 itibariyle naklen yayınlanacak. Ligde berbat günler geçiren ve ilk 4 haftada tek galibiyetini evinde Granada karşısında alan Madrid bu gidişatı Avrupa’da bozmak istiyor. City ise ligde hafta sonu aldığı beraberliğin moral bozukluğuyla Madrid’e geldi. Sanırım iki takımında aklı bu maçtaydı. Ancak Madrid’in ligin ilk yarısı için geride kredileri kalmadı. Şimdiden Barça’nın 8 puan gerisindeler. City’de ise transferin son günü gelen J.Garcia ilk golünü hafta sonunda attı. Madrid’de yeni transfer L.Modric’in Mesut’un formsuzluğunda ilk 11’de başlaması muhtemel. City’de ise sözleşmesi 5 yıl için uzatılan Silva takımın maestrosu durumunda. Maç ne olur sorusuna gelirsek. Evinde Real’i yenmek imkansıza yakın bir şey ama elinizde sayısız yıldız ve soğuk kanlı oyuncular varsa bu olasılık ortalamanın epey üstüne çıkıyor. Yine de bahis anlamında gollü bir maç bekliyorum. Kazanan zor da olsa Madrid olacaktır. City’nin bu maçlar için tecrübesiz olması onları biraz daha zor durumda bırakır.
      Gelelim bizim maça. Bir kere Avrupa maçları sırasında yazdığım gibi bu maç sadece Galatasaraylılar için değil Türk futbolu için önemli artık. 5 takımla başladığımız serüvene sadece 2 takımla devam ediyoruz ve toplamda şu ana kadar oynadığımız 12 maçtan sadece 3ünü kazanabildik. O 3 maç da Bursa’nın elenmesiyle sonuçlanan Twente galibiyeti hariç hep kasaba takımları seviyesinde ki rakiplere karşı. Velhasıl-ı kelam artık ülke puanına ihtiyacımız var. United deplasmanında da olsa puan için umudumuz var. Perşembe günü Fenerbahçe’nin düşmesi muhtemel galibiyet şart psikolojisine inşaAllah Galatasaray düşmez. Bunlar eleme değil bir puan maçı ben cesur bir kadrodan ziyade orta sahayı rakibe dar edecek bir kadro bekliyorum. Hafta sonu gerek hastalığı gerekse bu maç için dinlendirilen Hamit’in oynaması Galatasaray adına tecrübeli oyuncu eksikliğini giderecek bir hamle. Selçuk ve Melo’nun da henüz geçen sene ki formuna ulaşamadığını düşünürsek Hamit ayağında top tutabilmesi takımı rahatlatır. Benim tahminim Milli takımın Hollanda maçı gibi bir maç olacağı yönde Galatasaray kendisinden beklenin üzerinde bir top oynayacak ancak İngilizler bulduklarını değerlendirme konusunda daha mahir davranacaklar. İnşaAllah Umut bu kez daha kısmetli ve Burak daha kuvvetli olur da bu maçı en azından altın değerinde 1 puanla kapatırız. Bunu yapacak güç de tecrübe de yürek de Galatasaray’da var. Magazin basınında yer almaya özellikle siyahi ablalarıyla pozlar vermeye başlayan Emre Çolak’ında biran evvel kendine gelmesi dileğiyle yarın ki önemli maçta başarılar dilerim. Türkiye’den D-smart’ın yayınladığı maçı başta da dediğim gibi Az Tv’den izleyebilirsiniz. Aynı zamanda bugün ki Montpollier Arsenal maçını ve yarın ki Barça S.Moskova maçını İdman Tv canlı yayınlıyor. İlgilenenlere duyrulur.